Annesi Aycıl YÜCER yazıyor:
31 Ocak 2010
Tekrar merhabalar, Bugün Chopin‘i tekrar görmeye gittik. Durumu çok daha iyice. Ancak, dışkısı hala yumuşakmış, su gibi olmasa da… Bugün onu ilk defa serum olmadan gördüm, artık mamaya başlamışlar. Böylesi daha iyi, çünkü en azından ona neyin iyi geldiğini kendi gözleriyle görsünler istiyorum. Yoksa çok kolayca, A ya da B mamasını ver diyorlar. Bugün kan tahlillerini ve neden şekerinin bir anda bu kadar düştüğünü anlamaya çalışıyorlardı. Elbette, yine farklı bir veteriner. Daha yaşlı, daha anlayışlı… En azından, ishalin de bir sorun olduğunu gözden kaçırmayan bir veteriner. Bana, “kusmalarının sebebi, kandaki insulin seviyesi ile ilişkilendirilemez” dedi. Sabah kusmalarının, yüksek şekerden olduğunu düşünmemeliymiş, zannediyorum ikna oldum.
Bunun dışında, bugün sitenizi biraz daha ayrıntılı inceleme vaktim oldu. Zannediyorum ilk şoku biraz atlatıyorum. Hikâyeleri gördüm, çok acı hikâyeler. Benim yaşadıklarımdan daha zor ve daha bilgisiz insanların elinde kedi sahiplerinin helak olduklarını anladım. En azından, şu ana kadar burada karşılaştığım doktorlar, diyabet konusunda doğru reflekslere sahipler diye düşünüyorum. Bizim sorunumuz, veterinerlerin farklı tedavi öncelikleri olması…
Ayrıca sizin, “glucometer ile ilgili ölçüm nasıl yapılır?” videonuzu izledim. Zor gözükmüyor, ama esas anlamadığım, bu işlemi ne kadar sıklıkla yaptığınız. Her gün mü, her iğneden önce mi? Bir de ben burada veterinerlerden, gece şekerinin çok yükseldiğini düşündüğüm için, ikinci bir iğne talep etmiştim. Örneğin saat 4’te bir iğne ve sonra saat 9’da başka bir doz. Bana bunun çok büyük hata olduğunu, ne olursa olsun iki iğne yapılacağını, çünkü insulinin 12 saatlik bir etkileşim eğrisi olduğundan, farklı zamanlarda yapılacak iki insulin iğnesinin etkileşim eğrilerinde çakışım oluşturabileceğini ve bu yüzden de hayvanın krize gireceğini söylediler. Örneğin, sizin Tarçın’a bir zamanlar gün içinde nasıl 4 sefer iğne yaptığınızı anlamıyorum? Lütfen, beni aydınlatabilir misiniz bu konuda? Yani bu yanlış mıydı? Yoksa başka bir insulin tipi miydi? Anladığım kadarıyla, siz de kendi insulin seviyesi eğrilerinizi yapmışsınız. Burada bunları veterinerler yapıyor, belirli zaman aralıklarıyla. Önceleri her ay (Chopin‘in durumunda her hafta), sonra daha az sıklıklarla. Sizce bu yetersiz mi? Doğrusu her gün mü test yapmak? Yani siz her enjeksiyonda başka başka ünite değerleri mi uyguluyordunuz?
Bir de bir şey soracağım: çalışıyordum ve çok yönlü çalışıyordum dediniz. Insulin saatlerini nasıl ayarladınız? Örneğin, benim şimdi Salı günü saat 8.30’da okulum var, kara kara düşünüyorum, nasıl yapacağım diye. Sabah akşam hiç saatlerini esnetmeden, senelerce devam edebilmek nasıl mümkün olabiliyor? Ne bileyim ya trafik sıkışırsa, ya anahtarımı kaybedersem! Aklıma devamlı kötü şeyler geliyor. Siz nasıl yaptınız? İnsanlar nasıl yapıyor? Özellikle çalışanlar…
Bir de daha sonraları belki biraz daha düzene girdikten sonra, sizin yemek tariflerinize biraz başlamak istiyorum. Çünkü ben her zaman ev yapımı yemekten yanayım. Kuru mamalarla bir şeyleri dengelerken başka bir şeyleri bozuyoruz. Ancak bugün veterinere sizin i\d önerinizi söyledim. “Olabilir tabii, ancak i\d daha çok pankreası düzenler” dedi. Hâlbuki Hill’s’in sayfasında bakmıştım, bağırsakların çalışmasını kolaylaştırdığını okudum ama bilmiyorum.
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi