Fatoş Hanımcığım,
Dün alışveriş için çarşıya çıkmıştık. Bir baktım yerde paçalı maçalı güzel bir güvercin geziyor ve iki iğrenç adam seyrediyor. “Ay canım benim ne tatlı sizin mi?” dedim. “Evet” dedi ilk iğrenç. “Peki nasıl geziyor böyle kedi falan yakalayıverirse ya uçamıyor sanki?” dedim. “Hastalandı abla uçamıyor bizde bıraktık” dedi gene birinci iğrenç. Ben “ama nasıl olur? Ama madem sizin nasıl bırakırsınız, günah değil mi bu, ne olacak böyle ben alayım bu böyle bırakılır mı?” dedim.
Fatoş Hanımcığım,
Dün alışveriş için çarşıya çıkmıştık. Bir baktım yerde paçalı maçalı güzel bir güvercin geziyor ve iki iğrenç adam seyrediyor. “Ay canım benim ne tatlı sizin mi?” dedim. “Evet” dedi ilk iğrenç. “Peki nasıl geziyor böyle kedi falan yakalayıverirse ya uçamıyor sanki?” dedim. “Hastalandı abla uçamıyor bizde bıraktık” dedi gene birinci iğrenç. Ben “ama nasıl olur? Ama madem sizin, nasıl bırakırsınız ,günah değil mi bu ne olacak böyle, ben alayım bu böyle bırakılır mı?” dedim. Çok sinirli bir şekilde “Al götür abla götüreceksen al git” dedi ikinci iğrenç. Bu şerefsizler otoparkçılarmış. Yandaki dükkandaki adamcağızlar yardım etti. Koli, hatta biri şu steril eldivenlerden verdi, güvercini kutuya koydular, bu şerefsizlerin güvercin yetiştirip sattıklarını ve hastalananı da böyle merhametsizce attıklarını anlattılar. Şu anda evimizde bir odamızda “Zöhre”miz, oyun parkında aşurelik buğdayları yiyip oturuyor. Adını Zöhre yıldızından esinlenerek koyduk. Zöhre’nin hikayesini bilir misiniz?
……
Harut ve Marut adlı iki melek, insanların günah işlemesine kesinlikle anlam veremiyor ve “biz olsak asla yapmayız” diye söyleniyorlarmış. Cenab-ı Allah “böyle söylemeyin onlar insan sizde insan olsanız yapardınız” dese de “yarabbi biz yapmazdık” diyorlarmış. Sonunda Allah onları iki insan Kılığında, büyücülüğün çok önemli ve yaygın olduğu bir ülkeye indirmiş. Eğer sözlerinde duramazlarsa, her cezaya razı olacaklarını bildirmişler. Orada o kadar güzel bir büyücü kadın varmış ki, adı: Zöhre. O kadına aşık olmamak elde değilmiş. İki melek de , Zöhre için deli divane olmuşlar ve onun için geceleri leh-vi mahfuzdan (insanların ve dünyanın kaderinin yazılı olduğu, göğün en yüksek katındaki gizli bilgilerin olduğu yer) bilgiler çalıp, bunun karşılığında Zöhre’yle yakınlık kurmuşlar. Zöhre de bu sayede büyülerini, falcılığını katmerliyormuş. Melekler kadına öyle bağlanmışlar ki, sonunda birlikte olmak istemişler. Zöhre de göğe inip çıkmayı öğretirlerse, onlarla birlikte olacağını söylemiş. Ve yapmayız etmeyiz diyen melekler, Zöhre’ye göğe çıkmayı öğretmişler. Ama Zöhre göğe çıkar çıkmaz, Allah onu hapsedip bir yıldız yapmış. Yıldızın adı da, hepimizin bildiği “Zöhre yıldızı”. Harut ile Marut’a ise sorulmuş: “ahiret azabı mı dünya azabı mı?” diye. Melekler, ahiret azabının ne kadar şiddetli olduğunu bildikleri için dünyadaki azaba razı olmuşlar. Onların kıyamete kadar bir kuyuda baş aşağı asılı olduğu rivayet edilir.
İşte Zöhre’nin, melekleri bile kandıran güzelliğinden dolayı, bu meleğimize Zöhre adını uygun bulduk.Öyle güzel ki teyzesi. Verka’mı tam iyileştirememiştim, günden güne kötüleşmişti. İnşallah Zöhre iyileşir ve yeniden uçabilir diye dua ediyorum. Tüyleri sırt kısmından dökülmüş. O kısmı Rivanol’le temizleyip, Furacyn sürdüm. Başka da yapabilecek birşey var mı, bilmiyorum. Kuşlarla ilgili kimsenin fazla bilgisi yok. İnşallah bana bu konuda yardımcı olursunuz.