Ömer AKBIYIK
Dün uykusuz geçen gecemde,”diyabetikkedi.com‘da gezindim yine. Hatıralarımın canlanacağı,hüzünleneceğim sokaklara girdim bile bile.
Yol boyu dikilmiş ağaçlarda sararmış,düşmeye ramak kalmş yapraklar ve yolda kurumuş,ufalanmış,toprağa karışmış olanları gördüm.
Ve yürüdüm…
Minyatür sokak levhalarıyla isimlendirilmiş,öbek,öbek işaretli daracık sokaklar gördüm.
Ama sayamadım kaç sokaktan geçtiğimi; aklımda kalanlar
* Şeker Kedi Chopin Sokağı,
* Şeker Kedi Cuni Sokağı,
* Şeker Kedi Tarçın Sokagı,
Ve
* Şeker Kedi Kara sokağı ile annesi Canım sokağı.
*
Adına ‘mazi’ dediğimiz geçmiş zamanla yarışır gibi çoğalmıştı “Şeker Kedi Sokakları”
Bu şeker kediler,yaşadıkları evlere huzur,sahiplerine yaşam kaynağı olarak ömür sürdüler,hastalandılar; o düşen,kuruyup toprağa karışan yapraklar gibi, arkalarında hatıralarını özlemlerini bırakarak çekip gittiler!.
*
Ben bu Şeker Kediler sokaklarından çıkarkan yeterince hüzünlüydüm…
Son uğradığım Aynur Bostancı‘nın yeri oldu. Duvarında:
Sultanım sağırım dilsiz bebeğim
Sakın gitme gitme gitme
Sensiz ne ederim
Nazlım mavlım mırlım
Canımı yakma
Sakın gitme gitme
Beni bırakma
Gidersen …
Kim uyarır beni sabaha
Kim ağlatır kim güldürür bir daha
Kim acıktım diye pat pat vuracak
Başımın ucunda duran tabağa
Tüylü şey
Anneanne hayran tüyüne
Gözünün mavisi azaldı yine
Biraz daha ferli bak ne olursun
Annenin keyfi de gelsin yerine
Evin süsü acıların örtüsü
Ne çok çektin ne çok bu en kötüsü
Yeter artık mırıl mırıl gez dolaş
Senin ızdırabın bende ömür törpüsü
Bebeğim meleğim sakın ha gitme
Derdin yara olur kanar içimde
Kapanmaz bir daha canımı alır
Aklım gider gittiğin yerde kalır
Sultanım sağırım dilsiz bebeğim
Gitme gitme gitme canımsın etme!!!
Ve
“Ağlayarak Vedalaştım Kızımın Tüyleriyle”
diyordu Aynur Bostancı.
*
Aslında Aynur Bostancı, yaralı yüreklerin, ortak sesi olmuş, dillenmese de hepimiz yaşıyoruz bu duyguları!
Ben hic cesaret edio giremiyorum o sokaklara.Azıcık köşesinde durmak bitiriyor beni:'(