Yazar - H. Fatoş GÜRCBDSAĞLIK

Canlarımızın Ağrıları, Anksiyeteleri, İştahsızlıkları, Kendini Yolmaları, Epilepsi Krizleri, Kalıcı Tikleri Kader mi? Hayır! – 1

Değerli Dostlarım,

Annemin emaneti Kısmet Hanım, artık yaş sınırında ve kronik böbrek yetmezliği var. Onun yaşamını uzatamam ama yaşam kalitesini arttırmak için her şeyi yapıyorum. Şimdiye kadar her şey yolunda gitti. Ancak geçen hafta aniden su içmeyi ve yemek yemeyi kesti. Elbette onu kendi haline bırakamazdım ve zorla beslemeye başladım. Fakat belli ki, midesi bulanıyor ve ağrısı vardı, yan ve rahat yatamıyordu. Çok üzülüyordum.

Sevgili Diana Piccirilli Eddington, bir süre önce biri epileptik diğeri yaşlılık nedeniyle eklem ağrıları olan kuçularına sürekli ağrı kesici ve epilepsi ilaçları kullandığını yazmıştı. Ancak veteriner hekiminin önerisi üzerine CBD Oil kullanmaya başladığını ve artık ağrı kesiciye gerek kalmadığını ve epilepsi krizlerinin bittiğini yazdı ve bana bu destek ürününün linkini göndermişti. Okuduğumda çok etkilenmiş, ancak o dönemde çok yoğun olduğum için bir yazı hazırlama işini ertelemiştim.

Eylül ayında, bir başka şehirden, epilepsi krizleri geçiren bir pisiciğin haberi geldi. Kedi dozlarını öğrendik, başlandı. Aylardır kasılı vaziyette yatabilen pisiciğin, ertesi gün sere serpe yatarken çekilmiş fotoğrafları gelince, çok mutlu oldum. Artık kriz geçirmiyormuş.

Bir başka örnek de, epilepsi krizi yaklaşık yarım saat süren bir kuçunun krizi başladığı anda ağzına damlatılan CBD yağı sonrası kriz hemen durmuş ve can su içip yemek yemeye başlamış.

Kısmet’in sıkıntılarını görünce, aklıma bu yağ geldi. Fedakâr bir hayvansever olan Esra Erkişi’den 4ml ödünç aldım ve hemen 1 damla kullandım. Yarım saat sonra Kısmet ayaklandı, su içti, mama istedi ve kendi yedi, kucağıma çıktı, gorgor yaptı ve bu durum bütün gün devam etti. Ertesi gün yine kullandım. Yine çok aktif ve iştahlıydı. Bu hali halen devam ediyor.

Yine bilinçli hayvan sevgisi ile harikalar yaratan İlknur Saraç’ın, ileri yaştaki kuçusu Shila’nın şiddetli eklem ağrıları vardı, kullandı, ilk günün akşamında Shila’nın bir yükseltiye kendiliğinden çıkmış fotoğrafını gönderdiJ.

Bu nedenle hem yakın örnekleri, hem de etkisini, bir yazı ile sizlerle de paylaşmak istedim. Yazının ilk bölümünde, bu yağın ne olduğu, özellik ve çeşitleri, işleyiş mekanizması,  beşeri metabolizma üzerindeki etkileri, vb. ayrıntıları bulacaksınız. Dizinin son 2 yazısında da, CBD’nin Kediler ve Köpekler Üzerindeki Etkileri’ni inceleyeceğiz. Sonraki yazılarda sırasıyla diğer etki ve yararları üzerinde duracağız. Deneyimlerimizi ve elde ettiğimiz bilgileri, canlarımızın acı çekmemesi, kaliteli ve sevgi dolu bir yaşam sürmesi amacıyla detaylarıyla makale dizimizde bulabilirsiniz.

Sorularınız olursa, yazıya yorum yaparak bizimle doğrudan iletişime geçebilir, SİTEYE ABONE OLARAK, her yeni yazıdan haberdar olabilirsiniz.

Aşağıdaki bilgiler, CBD Haber (www.cbdhaber.com) sitesinden alınan özel izinle yayımlanmaktadır. Daha fazla bilgi almak isterseniz, siteyi ziyaret edebilirsiniz.

Her şeyden önce şunu vurgulamak gerekiyor. CBD Haber isimli sitede, özellikle önemli bir uyarı var ve onu burada da belirtmek gerektiğini düşünüyorum.

“CBD, kenevirden üretilen ve psikoaktif (halüsinojen) etkisi olmayan bir bileşendir. Bu sitede bahsedilen faydaların uyuşturucu maddeler ile alakası yoktur. Türkiye’de reçete ile CBD yağı kullanmak yasaldır. Ancak bilinçsiz kullanıldığında istenmeyen sağlık sorunlarına neden olabilir. Doktorunuza danışmadan kesinlikle kullanmayınız!”

Artık Cannabinoid’i tanımaya ve çalışma mekanizmasını anlamaya geçebiliriz.

CBD Nedir?

“CBD, kenevirde bulunan 100’den fazla kanabinoid türünden biridir. Kenevirin temel bileşeni olan THC gibi psikoaktif (kafa yapan) etkisi yoktur. Bu, bilim insanlarının başlangıçta CBD’nin etkin olmayan bir bileşen olduğuna inanmalarına neden oldu, ancak son araştırmalar sayesinde CBD’nin merkezi sinir sistemi üzerinde birçok etkisinin olduğu keşfedildi.

1988 yılında CB1 ve CB2 kanabinoidlerinin keşfedilmesi ve beyinde en çok bulunan kanabinoid olduklarının anlaşılması ile CBD’nin insanlık için ne kadar önemli olduğu kanıtlanmış oldu.

Kanabinoid nedir?

Kanabinoidler, ismini ne olduğundan ziyade ne yaptığına göre almıştır. Kanabinoidler, kenevir bitkisini oluşturan kimyasal bileşenlerdir ve hücrelerimizdeki sinirlerle iletişime geçmek gibi eşsiz bir özelliğe sahiplerdir. Karmaşık yolları aşarak yapılan bu iletişim, beynimizdeki kimyasalların salgılanmasında bir takım değişiklikler yapar. Bu değişiklikler vücutta çeşitli etkilere yol açar.

113 tane kanabinoid vardır. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, pek çoğu kendine has özellikler göstermekte olan 113 kanabinoidin en önemli olanları THC, CBD ve CBN’dir.

CBD ve CBN 1940’lı yıllarda keşfedilen ilk kanabinoidlerden ikisiydi. THC ise 1964 yılında Raphael Mechoulam tarafından keşfedildi.

Yapılan araştırmalara göre CBD birçok hastalığa iyi gelmektedir;

  • Epilepsi
  • Anksiyete – Kaygı bozukluğu
  • Uykusuzluk
  • Alzheimer
  • Parkinson
  • MS
  • Huntigton
  • Kronik ağrılar
  • Psikolojik rahatsızlıklar
  • Depresyon
  • Kanser
  • Mide bulantısı
  • Enfeksiyonlu hastalıklar
  • Romatizma
  • Artrit
  • Rahatsız bağırsak ve Crohn hastalığı
  • Kardiyovasküler rahatsızlıklar
  • Diyabet

***** CBD’nin uzun vadeli etkilerinin henüz araştırma aşamasında olduğunu unutmayın. Bazı araştırmacılar kan basıncını geçici olarak düşürdüğünü ve ilk kullanımda ishale neden olduğu saptamıştır ancak çoğu uzman güvenli olduğunu kabul ediyor. Eğer ilk kez bir CBD ürünü deneyecekseniz mutlaka doktorunuza danışın.

CBD ve THC

CBD ağırlıklı kenevir ürünleri psikoaktif etki göstermez. CBD, vücudumuzda bulunan endokanabinoid sistemimizi dengede tutmak için vücuttaki reseptörlerle etkileşime girerek beyin, kalp ve bağışıklık sistemimiz üzerinde olumlu etkiler yaratıyor.

CBD aslında psikoaktif etsiki olmayan bir kanabinoid olarak tanımlansa da, tam olarak öyle değildir. CBD’nin anksiyete, stres ve depresyon üzerindeki olumlu etkileri aslında onun da pozitif psikoaktif etkilerinin olduğunu gösteriyor.

Vücudunuzda, sadece CBD ve THC gibi kanabinoidlerle etkileşime geçebilen reseptörlerden oluşan bir ağ olduğunu biliyor musunuz?

Hücre reseptörlerinin kanabinoidle iletişime geçerken kullandığı bu ağa Endokanabinoid Sistem (ECS) diyoruz. Dünya kenevir yasağını tartışırken, bilim insanları bu sistemin sırlarını keşfetmeye devam ediyor.

Endokanabioid Sistem Nedir?

Endokanabinoid sistem, CBD’nin vücudu nasıl etkilediğini araştıran bilim insanları tarafından yaklaşık 25 yıl önce keşfedildi. Bu araştırmalar, merkezi sinir sistemimizi etkileyen karmaşık bir reseptör ağını ortaya çıkardı. Son araştırmalar gösteriyor ki, endokanabinoid sistemimiz neredeyse tüm hastalıklara etki edebiliyor.

CBD’nin nasıl çalıştığını ve faydalarını anlamak için Endokanabinoid sistemi anlamak ve tarihçesini bilmek gerekiyor.

1988’de ilk kanabinoid reseptörü bir farenin beyninde bulundu.

Araştırmacılar, bu reseptörlerin sadece kenevirde bulunan THC ile etkileşime geçtiğini keşfetti. Daha da şaşırtıcı olan bu reseptörlerin hafıza, bilinç ve duygu gibi zihinsel ve fizyolojik süreçlerden sorumlu bölümlerde yoğunlaşmış olmasıydı.

Beş yıl sonra 1993’te, ikinci bir kanabinoid reseptörü keşfedildi. Bu reseptörün bağışıklık sistemi ve dokular boyunca dağıldığı anlaşıldı. Bilim insanları büyük bir şey üzerinde olduklarını anladılar. Sadece iki yıl sonra, 1995 yılında araştırmacılar, şimdi CB1 ve CB2 reseptörleri olarak kabul edilen iki reseptörün sadece sıçanlarda değil, insanlar dâhil binlerce tür içinde bulunduğunu keşfetti.

Endokanabioid sistemi de kapsayan iletişim reseptörleri, vücuda dağılmış şekilde. İki ayrı sınıf reseptör var. Bunlar vücudun belirli yerlerinde bulunuyor. Reseptör sınıflarından biri öncelikli olarak beyinde bulunuyor bunlar CB1 reseptörleri. Beynin yanı sıra bu reseptörler, göz, retina, erkek ve kadınların üreme sistemlerinde görülüyor.

İkinci sınıf ise, daha çok bağışıklık sistemimizde bulunan CB2 reseptörleri. Hayvanlarla yapılan son çalışmalar bu reseptörlerin iltihap sökücü görev gördüğünü ortaya koyuyor. Bu da CBD’nin özellikle medikal olarak kullanılabilecek çok önemli bir kanabinoid olduğunu ortaya koyuyor. Henüz bulunan iki reseptör olsa da sayının daha fazla olabileceği düşünülüyor.

Teknoloji geliştikçe, araştırmacılar vücudumuzdaki kanabinoid reseptörleri (“Endokanabinoidler” olarak adlandırılır) ile CBD ve THC (“Phytocannabinoidler” olarak adlandırılan) gibi kenevirde bulunan kanabinoid reseptörleri arasındaki ilişkiyi daha fazla analiz edebildiler.

Buldukları şey,  Phytocannabinoidler ve Endokanabinoidler arasında tamamen bilinmeyen bir sinyalizasyon sistemi idi. Bu sisteme Endokanabinoid Sistem, kısaca ECS adını verdiler. Henüz tam olarak nasıl çalıştığın bilinmese de uzmanlar şunu gördü; vücudumuz kanabinoidlerle etkileşime geçecek şekilde tasarlanmıştı.

Endokanabinoidlerin amacı

1990’ların sonunda Endokanabinoid Sisteminin keşfedilmesinden bu yana araştırmacılar, phytocannabinoidler ve endokanabinoidler arasındaki sinerjistik ilişki hakkında daha fazla şey öğrendiler.

Araştırmacılar endokanabinoidlerin, vücudun sayısız fonksiyonunda olduğunu ve bu fonksiyonların korunmasını kolaylaştırdığını keşfettiler.

Gövdeyi bir makine gibi hayal ederseniz, her bir parça makinenin hareket etmesini sağlamak için birlikte çalışır. Bağışıklık sistemi filtrasyon sistemi gibidir, beyin anakart gibidir ve endokannabinoidler bu sistemlerin korunmasına yardımcı olur.

Endokanabinoid sistem, kısaca ECS, hücre reseptörlerinin kanabinoidle iletişime geçerken kullandığı bir iletişim ağı. Bu sistem olmasaydı kanabinoidler vücudumuza hiç bir etkide bulunamaz ve kenevir gereksiz bir bitkiden ibaret olurdu.

Ancak ECS’nin sadece kenevir içindeki kanabinoidler için olduğunu düşünmek hata olur. İnsan vücudu aslında kendi kanabinoidini üretir.

Ancak bugün, kendi vücudumuzun ürettiği kanabinoidlerle ilgili, kenevir bitkisinin içindeki kanabinoidlerden daha az şey biliyoruz. Bunun sebebi 1988’e kadar insan vücudundaki kanabinoidlerin keşfedilmemiş olması. O zamana dek, bilim insanları hücreler ve bitki kanabinoidi arasında sıradan bir iletişim olduğunu, bunun da fiziksel ve psikolojik etkiler doğurduğuna inanıyordu. Son yapılan araştırmalar sayesinde anlıyoruz ki, bu etkilerden sorumlu olan hayli spesifik kimyasal bir mekanizma var.

Bu gelişme üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala vücudumuzun nasıl kanabinoid yaptığıyla ilgili çok az şey biliyoruz. Sadece bazılarının neler olduğu bilgisine sahibiz.

Her makinede olduğu gibi vücudumuzun parçaları ve sistemleri de bozulabilir veya arızalanabilir. Bu, tüm vücudu etkileyip çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Endokanabinoidler vücudun sağlık seviyesini korumasına yardımcı olması için tasarlanmıştır. Endokanabinoid seviyesi azaldıkça koruma seviyesi de azalacaktır. Bu da zamanla daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir.

CBD nasıl çalışır?

Araştırmalar CBD’nin, CB1 veya CB2 reseptörleri ile bağlandığında, bu reseptörün yeteneklerini değiştirdiğini ve/veya geliştirdiğini, böylece reseptörün işlevselliğini ve etkisini arttırdığını gördü.

Ek olarak, vücut kanabinoid eksikliğinden muzdaripse, CBD verilmesi eksikliğin dengelenmesine yardımcı olabilir (araştırmalar kanabinoidlerin sınırlı bir kaynak olduğunu ve kanabinoidlerin eksikliğinin baş ağrısı, sinirlilik ve diğer sağlık sorunları ile sonuçlanabileceğini göstermektedir).

Temel olarak, dışarıdan alınan takviye CBD ile endokanabinoid sistemimiz güçlenir. Vücudumuzun CB1 ve CB2 reseptörlerine bağlanarak, CBD sadece hayati sağlık işlevlerini sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda vücuttaki dengenin yenilenmesine de yardımcı olur. Bu birçok sağlık yararının kaynağıdır.

Kaynak: www.cbdhaber.com

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.