3 bacaklı Cindy artık yeni yuvasında:) Çok güzel bir ekip çalışması ile kızımızı yeni yuvasına kavuşturabildik. Cindy’i bacağı parçalanmış halde bulup, veterinere yetiştiren Tuğba’ma. Tedavisi esnasında ve sonrasında sürekli destek olan, onu hiç yanlız bırakmayan ve yeni sahibi ile tanışmasını sağlayan sevgili İnci Birinci’ye. Ankara-İstanbul yolculuğunun organizasyonunda bize destek olan sevgili Asuman Şimşek’e. Ve İstanbuldan İzmite, yeni sahibine ulaşım konusunda bütün işini gücünü bırakıp yollara düşen canım arkadaşım Elif Sarper’e. Çok çok teşekkür ediyorum.. Cindy bundan sonraki hayatında çok mutlu olacak inşallah 🙂
Annesi Aysın BALTACAN yazıyor:
2009 mayıs ayında doğmuşlardı…
Anneleri doğum yapmak için yaşadığımız apartmanın bahçesini seçmiş ve doğum yaptıktan kısa bir süre sonra bebeklerini bize emanet ederek ortadan kaybolmuştu. 5 minik can.. Korsan, Karamel, Minnoş, Cindy, Pamuk… Hepsini büyütmek, korumak için elimden geleni yaptım.. Hepsi yumak gibi oldular, bana neşe, mutluluk verdiler. Apartman komşularımızdan çıkan çatlak sesler biraz sinirimi bozuyordu ama yine de katlanıyordum. Bir gün Pamuk ortadan kayboldu. Her yeri aradım, herkese sordum bulamadım.
Daha sonra bir gün Karamel’i yerde kanlar içinde yatarken buldum. Sanırım köpek saldırmıştı. Onu da kaybettim. Sonra da Korsan kayboldu. Günlerce aradım, ağladım ama bulamadım.
Ben kuzularımı büyütmek için hep yanlarında oldum onlar beslenirken olabilecek tehlikelerden korumak için saatlerce başlarında oturdum ama olmadı, hepsini yaşatamadım. Geriye 2 kızım kaldı. Cindy ve Minnoş.
Çok tatlılar, nasıl şımarıklar, 10 metreden sesimi duysalar koşa koşa gelirler patileriyle bacaklarıma vururlar, canları istediğinde gelirler kapıyı yumruklarlar içeri girerler, gezer tozar sonra da çıkar giderler. Gözüm gibi bakıyorum, koruyorum, gece bir ses duyuyorum fırlıyorum gidiyorum yatağımdan bakıyorum.
15 Şubat gecesi çıktım,mama bıraktım sularını yeniledim ve yattım.Sabah olduğunda ilk yaptığım şey kediciklerimi sormaktır, anneme sordum, Minnoşu gördüğünü ama Cindy’nin olmadığını söyledi, Cindy özgür ruhtur biraz da gezmeyi sever,dedim çıkar bir yerden.
Aradan 10 dakika geçti annemle beraber bakmak için balkona çıktığımızda, o berbat manzarayla karşılaştık. Cindy’nin arka sağ bacağı kanlar içindeydi ve kömürlük çatısının üzerinde yatıyordu kuzum..
Ağlamaya başladım, o an ne yapacağımı bilemedim ve Ayşin ablamı aradım. Titriyordum bakamıyordum, her yerim acıyordu. Benim nazlı kızıma bu olmamalıydı.
Ablam bana yapmam gerekenleri anlattı, pijamalarımla fırladım yolda son hız koşmaya başladım, taşıma sepeti bulmalıydım. Bulamadım, tekrar koşarak eve geldim. Yakın çevreden bir koli buldum. Çok paniklemiş durumdaydım, canım ablam beni sakinleştirdi ve yapmam gerekenleri bana anlattı.
Tekrar kafam dondu düşünme yeteneğimi kaybettim, ne yapacaktım ben! Sürekli ablamı aradım: “şimdi n’apcam ben?”.
Cindy çatıdaydı, onu oradan almam gerekiyordu. Çatıya çıktım, yavaş yavaş konuşarak onu severek yanına yaklaştım oturdum yanına okşadım kokladım sakinleşmesi için bir süre bekledim, bacağı ortadan ikiye ayrılmış kemikleri parçalamıştı, bir sürü kemik parçası sallanıyordu, kuzum çok acı çekiyordu. O ara kaçtı yanımdan benden 1 metre ileri gitti ve yattı hemen gittim yanına konuştum, okşadım ve tek hamleyle aldım kucağıma.
Kucağımda okşadım bir süre sakinleştiğini anlayınca koliye koydum, çatıdan inmem için önce Cindy’i vermem gerekiyordu. O ara bahçede olan komşudan yardım istedim, uzattım komşuya, ben çatıdan inene kadar koliye sahip olamadı ve Cindy’i kaçırdı. Tekrar ağlamaya başladım ve ablamı aradım tekrar. Sakin olmamı, onun benim stresli olduğumu anlayacağını ve panik olacağını anlattı bana. Derin bir nefes alıp kendimi toparladım. Cindy 3 metre boyunda, bahçede dizili olan odunların altına kaçmıştı ne yaptıysam çıkaramadım çekip alamadım canını acıtma korkusundan. Yapacak tek şey vardı bütün odunları indirmek.
Tek tek bütün odunları indirdim, o ara annem geldi yardım için, Cindy ile konuşmaya başladı. Son odun kalmıştı ki, kızım annemin sesine dayanamayıp çıktı bacağını sürüyerek. Bir süre oturdum yanında, konuştum, sakinleştiği an ensesinden yakaladım ve aldım kucağıma hemen eve çıktım. Tekrar ablamla konuştuk kuzum kan kaybediyordu, ablamdan aldığım bilgilerle üzerine bir şeyler örttüm sıcak tutmak için ve veterinere götürdüm yolda giderken attığı bakışları görmeliydiniz..
Veterinere gittik, Ayşin ablam haber vermişti kliniğe, beni bekliyorlardı . Cindy’i çıkardılar hemen, kuzum korkmuş ve şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Benimse tek sorduğum şey “ölmeyecek değil mi?” oldu kızımın bacağına baktılar ve durum hakkında bilgi vermeye başladılar, üzerinden araba geçmiş olabileceğini, bacağının çok kötü durumda olduğunu söylediler. Söyledikleri kafama balyoz darbeleri inermiş gibi indi, tekrar ağlamaya başladım ve durumu ablama bildirdim. Kendisini de veterinerle görüştürdüm.
Cindy şu an halen klinikte. Çok kan kaybettiği için birkaç gün daha toparlanmasını bekliyorlar. Bu hafta içi maalesef bir bacağı kesilecek ve kızım artık 3 bacaklı kalacak.
Bunları yazmamın sebebi şu; Cindy’nin bu şekilde bahçede yaşaması ve benim onu koruyabilmem mümkün değil. Ankara-Sincan’da yaşıyorum ve buralar kendini koruyamayacak durumda olan zavallı hayvanların yaşayabilmesi için hiç uygun değil.. 3 bacaklı kalacak zavallı Cindy için, onu sahiplenecek ve çok sevecek bir aile arıyorum.
Onu gerçekten çok seviyorum, keşke hep benimle kalabilse ancak şartlarım bunun için uygun değil maalesef. Cindy bundan sonra güvende olsun istiyorum.
Yuva bulabilmek için sizler de yardımcı olur musunuz?
Teşekkürler
Ayşin BALTACAN SÖZEN
Tuğba Gökkır, tgokkir@hotmail.com
Ayşin Baltacan Sözen: 0 532 773 00 24
Görüntüleme sayısı: 1976
|
Cindy’yi okuyunca cok uzuldum. Ben de Ankara Eryaman\’da yasiyorum ve oglum ozurlu oldugu halde su an 12 kediye bakiyorum. Onlari evime almasam ya kopek oldurecek yada trafik kazasi vs. olacak. I?yi ki siz varsiniz ya sizin gibi bir melek olmasaydi o zavalli yavrucak ne olacakti. Kim onu veterinere gotururdu? ݝkinize de bol sans. Hersey gonlunuzce olsun. Dualarim sizinle.