Yıllar önce, tam gün çalıştığım dönemlerde çok sık yapmadığım şekilde gece geç vakte kadar çalışıp yatmaya giderken, Mischa‘nın garip sesler çıkardığını ve halinde bir tuhaflık olduğunu gördüm. Gözleri fincan gibi açılmıştı ve gerçekten garip sesler çıkarıyordu. Yaklaştığımda, gözlerinin beyaz buğu gibi bir tabaka ile kaplandığını, sarsak yürümeye başladığını, daha doğrusu görmediğini, ğzının köpürdüğünü, az sonra da yıkılıp, kalkmaya çalıştığını, daha da kötüsü titremeye başladığını gördüm.
Herşey, birkaç dakika içinde gelişti. O zamanlar şimdiki bilgilere sahip değildim. Çılgına döndüm ve kendimi kaybetmiş gibi eşimden yardım istemeye başladım. Yardım isteme diyorsam, inanmayın. Deliler gibi bağırıyordum: “Bana yoğurt getir, içine sarımsak koy. Kedim ölüyor, ah yardım et…”.
İkimiz de tam bilemeden, birşeyler yapmaya çalışıyorduk. Getirdiği iki çay tabağı yoğurdu, kızımın ağzını açıp, yutturdum. Gece 01:00 olmuştu. Mischamın gözleri görmüyor, titriyordu. Saate aldırmadan, veterinerimizi evinden aradım. Uykulu ama anlayışlı bir sesle, durumu anlamaya çalıştı, zehirlenme olması gerektiğini, yaptığımızın doğru olduğunu, bir süre izlememizi, bu arada telefonu kapatmamamızı, daha kötü olursa, muayenehanesinde buluşmamızı söyledi. Bu arada ben kızıma hala yoğurt yedirmeye uğraşıyordum. Bir süre sonra yavaş yavaş titremeleri, ağzındaki köpürmeler geçti. daha iy i gibiydi. Ama gözlerindeki sisli perde, ta ertesi sabah kalktı.
Tabii, geceyi uyumadan başında, okşayarak geçirdim ve hep düşündüm, “ne olabilir?” diye. Sonra buldum. Evimizdeki 3 tane çiçekten biri, hani şu üzerine badana boyası damlamış gibi yaprakları olan tropik bitkilerden biriydi. Zaman zaman o geniş yaprakların ucundan küçücük bir damla düşerdi. İşte o damla kızımın sırtına düşmüş, kızım da yalayınca zehirlenmişti.
Ertesi gün, çiçeği hemen kedisi olmayan bir arkadaşıma verdim ve ne kadar tehlikeli bir durumu atlattığımızı anladım. Bu tür bitkilerin, özellikle gece damlattıkları o sıvılar çok tehlikeliydi. Ama en büyük yanlış, veterinerle telefon başında vakit geçirmemdi. Yapılması gereken ise, derhal serum verilip, steroid yapılmasıydı.
Kıssadan hisse, siz siz olun, çiçekler konusunda dikkatli olun ama ne yapacağınızı önceden öğrenin, yoğurdun mucizevi etkisini aklınızdan çıkarmayın!!!Böyle tecrübeler, pisinizden uzak olsun.
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi
Benim de en buyuk korkumdur, o yuzden evimizdeki tum bitkileri kaldirdik. Gecenlerde klinige bobrek degerleri birden yukselen bir kedi geldi. Onda da bu tarz bir toksik etkiden suphelenilmisti cunku serum ve ilac tedavisiyle degerleri cok kisa bir surede normale indi.
Haklisiniz, boyle tecrubeler uzak dursun kedilerimizden :upset