Öykülerimiz

Hakan’ın Tarçın Fantezileri

*****(Bu öyküler, Hakan’ın hayal mahsülü olup, Temmuz 2007 Türkçe çalışması kapsamında hazırladığı kedisi ile ilgili fantezileridir). Gemici Tarçın

Tarçın, bizim evin dört kedisinden biri olup; diğer kedilerden farklı bir kedidir. Tarçın, şeker hastası ve obezdir. Siz şişman olduğuna bakmayın, kapıları bile açar.

Bir gün onu tekneye götürdüğümüzde…

Tarçın’ı ben kangurunda taşıdım. Tarçın ilk gün etrafı araştırıp, ne var ne yok diye baktı. Tuvaleti çok gelen Tarçın, teknede dört dönüp, alaturka tuvaleti aradı. Ararken de, yüksek sesle bağırıyordu. Neyse, gece annem kum aldı da, Tarçın rahat etti. Sabah 06:30 sularında, Tarçın yine bizi çalar saat gibi kaldırdı. Biz de biraz yelken yapalım dedik ve marinadan yola çıktık. Tekne her yattığında, Tarçın korkup bağırıyordu. Hava durulunca, Tarçın dışarı çıktı ve teknenin burnuna doğru gitti. Ama giderken bir rüzgar çıktı, Tarçın kayıp suya düştü. Ben de hemen ardından atladım. Ama Tarçın ağır olduğundan, benim sutopçuların yaptığı makas hereketim de yetmiyordu. Neyse ben zar zor Tarçın’ı bota çıkarmayı başardım. Ama Tarçın nasıl bağırıyordu!!!

O gün Tarçın hiç dışarı çıkmadı. Sabah 05:30 sularında, suya sanki bir kaya atılmış gibi bir sesle uyandık. Yine Tarçın suya düşmüştü. Neyse yine kurtardık ve ne olduğunu sonra anladık. Meğer Tarçın dışarıdan sesler duymuş ve koşmuş. Tekneye konan bir kuş, Tarçın’ı görünce kaçmış ama Tarçın onun peşinden gitmek için tekneden atlamış.

Neyse sonunda sağ salim eve vardık. Sonuç olarak, çok eğlenceli bir tatil geçirdik.

Sutopçu Tarçın

Birgün Tarçın’ı benim sutopu maçına götürdük. Tarçın otelde çok usluydu. Lobiye inince, en rahat koltuğa seriliyordu. Neyse maça çıkarken Tarçın’ı otele bırakamadığımız için, yanımıza aldık. Tarçın, takımın maskotu oldu. Maça başlamadan önce biz “ODTÜ” diye bağırıyorduk. Biz bağırırken, Tarçın da bağırmaya başladı ve annemin kucağından kurtulup bize doğru geldi. Ben de Tarçın’ı kucağıma aldım. Tarçın patisini, ellerimizin üstüne koydu. Böyle ODTÜ çektik.

Maç sırasında, karşı takımdan biri fastbreakle ilerliyordu ki… Tarçın yine annemin kucağından kurtuldu ve suya atladı. Diğer takımdaki adam çok şaşırdı. Herkes dönüp Tarçın’a şaşkın şaşkın baktılar. Ben Tarçın’ı dıarı çıkardım ve antrenörlerin yanına tasmayla bağladım. Karşı takımdan biri fasbrek isteyince, antrenörler bağırmaya başladılar. Biz antrenörlerin ne dediğini anlamadık. Fakat Tarçın kocaman bir sesle bağırıp, patisiyle de gösterince şut yemekten kurtulduk, maçı biz kazandık. Tarçın’ı da, 1-2-3 diyerek takımca suya attık.

Yani Tarçın maçın adamı oldu.


 Tarçın’ın Muzırlığı 

Bizim Tarçın, bir öğlen beni çok korkuttu.

Antremandan eve bisikletle dönüyordum. Daha başıma bu iş gelmeden, yolda Tarçın’ın komikliklerini hatırlayarak, eve sağ salim ulaştım. Annemler yoktu. Bir süre önce bizim eve hırsız girmeye çalışmıştı, bu yüzden de tetikteydim. Eve girdikten sonra üstümü değiştirmek için gardrobun fermuarını açtım, sonra fermuarı belli bir yere kadar yukarı çektim ve diğer odada televizyon izlemeye başladım. Bir süre sonra odamdan “cırt cırt” gibi sesler gelmeye başladı. Hemen odama koştuğumda, gardrobumun fermuarı da yavaş yavaş inmeye başladı.

Çok korkuyordum. Sonra bir kafa ortaya çıktı. Bu kafa Tarçın’a aitti ve bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Meğerse ben  fermuarı açınca, o da içeriyi merak etmiş ve girmiş. Az kalsın kalbim duruyordu. (Temmuz 2007)

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.