Özlem ÖZÇELEBİ yazıyor:
Bir insan yavrusu olsaydım dedim hep kendime, hayır, bunu asla insanları kıskandığım için söylemiyorum. Sadece insan yavruları daha az terk ediliyorlar. Beni önce annem terk etti. Doğaldı, çünkü ben Efe isimli bir kediyim. Annem 4 kardeşimle koynunda geçirdiğimiz 3 ayın ardından bizleri kendinden uzaklaştırdı. Oyunlarımız, birbirimizi ezerek annemizi emme çabalarımız esnasında hep güvendeydik. 

oksuz_efe1.jpgBen kardeşlerimden biraz daha küçüktüm ama insan ablam beni hep kolluyordu. Ne zaman kardeşlerim mücadeleyi kazansa, benim için bir yer açıyordu onlar arasında. Günler çok hızlı geçti, birer birer kaybolmaya başladı kardeşlerim. En son ben kalmıştım. Eve gelen bir abi aldı beni. Ağladım çok, beni bir kutuya koymuştu, bir arabayla bambaşka bir eve gittik. Orada beni insan ablam gibi bir abla karşıladı. Çok sevinmişti beni görünce, biraz olsun azalmıştı korkum. İlk gecemi saklanarak geçirdim. Birkaç güne kadar bir şey kalmamıştı korkumdan geriye. Ne kadar yaramazlık yaparsam o kadar mutlu oluyorlardı. Onlar artık benim ailemdi. Güvendeydim, huzurluydum. Çok mutluydum. Mutluluğumu anlatmak istemiyorum, çünkü artık çok acı veriyor bana o günleri hatırlamak.

Delikanlı olmuştum, bir gün babam eve geldiğinde, annemin ona “bir yavrumuz olacak” dediği günü çok iyi hatırlıyorum. Bir kardeşim olacak sanmıştım. Oysa bir süre sonra acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım. Gelen kardeş, bir insan kardeşti ve ailem beni istemiyordu. Bir gece yarısı babam beni sepetime koydu ve yola çıktık. Gezmeye gidiyoruz sanmıştım. Bilmediğim bir yere geldiğimizde, babam beni arabadan indirdi ve sepetimin kapağını açarak hızla arabaya binip uzaklaştı. Arkasından koştum, yetişemedim. Soğuktu, beni unuttun baba diye ağladım. Geri girdim sepetime. Ağladım…  Ağladım… Ağladım…

oksuz_efe.jpgUyumuşum. Bir darbeyle uyandım. Aniden sepetin kapısı kapandı. Çocuklardı bunlar. İnsan çocuklar. Yuvarlamaya başladılar sepeti, bir biri, bir diğeri. Ağlıyordum.
Sonra sepetin deliklerinden içeri, ucuna çivi çaktıkları sopalar sokmaya başladılar. Çaresizdim. Her yerim kanıyordu. Bitkin düşüp bayılmışım. Acılar içinde uyandım.
Hiçbir şey göremiyordum, neredeydim. Hala soğuktu. Ama bir nefes hissediyordum, bir sıcaklık. Acılar içinde kaçmaya çalıştım, hareket edemedim.

Boynumdan tuttu bir şey beni, tıpkı annemin bebekken bizi taşıdığı gibi. Canım çok yanıyordu. Yine bayılmışım. Tekrar uyandığımda acılar hafiflemişti. Gözlerimi açıp karşımda kocaman bir köpek görünce, korkudan çığlık attığımı hatırlıyorum.
Köpek bana  Korkma kardeşim  dedi. Güvendesin, korkma. Kuyruğumu kabartmak istedim ona, kuyruğumu bulamadım. Onun dediği gibi korkmamam için, aradan aylar geçmesi gerekti. Kaldığım yerde her gün ziyaretime geldi köpek abim. Seni de bizim eve götüreceğiz diyordu hep. Ve bir gün o gün geldi. Ben nerede kaldığını bilmediğim kuyruğum ve görmeyen tek gözümle yeni evime gittim.

oksuz_efe3.jpgO gün bu gündür, köpek abimin yanındayım. Bir evi paylaşıyoruz onunla. Mutlu değil misin yine derseniz, mutluyum evet. Sadece her gün kuyruğumu aramaktan artık çok yoruldum.

Paylaşmak önemsemektir!

Share

0 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.