Ben kardeşlerimden biraz daha küçüktüm ama insan ablam beni hep kolluyordu. Ne zaman kardeşlerim mücadeleyi kazansa, benim için bir yer açıyordu onlar arasında. Günler çok hızlı geçti, birer birer kaybolmaya başladı kardeşlerim. En son ben kalmıştım. Eve gelen bir abi aldı beni. Ağladım çok, beni bir kutuya koymuştu, bir arabayla bambaşka bir eve gittik. Orada beni insan ablam gibi bir abla karşıladı. Çok sevinmişti beni görünce, biraz olsun azalmıştı korkum. İlk gecemi saklanarak geçirdim. Birkaç güne kadar bir şey kalmamıştı korkumdan geriye. Ne kadar yaramazlık yaparsam o kadar mutlu oluyorlardı. Onlar artık benim ailemdi. Güvendeydim, huzurluydum. Çok mutluydum. Mutluluğumu anlatmak istemiyorum, çünkü artık çok acı veriyor bana o günleri hatırlamak.
Delikanlı olmuştum, bir gün babam eve geldiğinde, annemin ona “bir yavrumuz olacak” dediği günü çok iyi hatırlıyorum. Bir kardeşim olacak sanmıştım. Oysa bir süre sonra acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım. Gelen kardeş, bir insan kardeşti ve ailem beni istemiyordu. Bir gece yarısı babam beni sepetime koydu ve yola çıktık. Gezmeye gidiyoruz sanmıştım. Bilmediğim bir yere geldiğimizde, babam beni arabadan indirdi ve sepetimin kapağını açarak hızla arabaya binip uzaklaştı. Arkasından koştum, yetişemedim. Soğuktu, beni unuttun baba diye ağladım. Geri girdim sepetime. Ağladım… Ağladım… Ağladım…
Uyumuşum. Bir darbeyle uyandım. Aniden sepetin kapısı kapandı. Çocuklardı bunlar. İnsan çocuklar. Yuvarlamaya başladılar sepeti, bir biri, bir diğeri. Ağlıyordum.
Sonra sepetin deliklerinden içeri, ucuna çivi çaktıkları sopalar sokmaya başladılar. Çaresizdim. Her yerim kanıyordu. Bitkin düşüp bayılmışım. Acılar içinde uyandım.
Hiçbir şey göremiyordum, neredeydim. Hala soğuktu. Ama bir nefes hissediyordum, bir sıcaklık. Acılar içinde kaçmaya çalıştım, hareket edemedim.
Boynumdan tuttu bir şey beni, tıpkı annemin bebekken bizi taşıdığı gibi. Canım çok yanıyordu. Yine bayılmışım. Tekrar uyandığımda acılar hafiflemişti. Gözlerimi açıp karşımda kocaman bir köpek görünce, korkudan çığlık attığımı hatırlıyorum.
Köpek bana Korkma kardeşim dedi. Güvendesin, korkma. Kuyruğumu kabartmak istedim ona, kuyruğumu bulamadım. Onun dediği gibi korkmamam için, aradan aylar geçmesi gerekti. Kaldığım yerde her gün ziyaretime geldi köpek abim. Seni de bizim eve götüreceğiz diyordu hep. Ve bir gün o gün geldi. Ben nerede kaldığını bilmediğim kuyruğum ve görmeyen tek gözümle yeni evime gittim.
O gün bu gündür, köpek abimin yanındayım. Bir evi paylaşıyoruz onunla. Mutlu değil misin yine derseniz, mutluyum evet. Sadece her gün kuyruğumu aramaktan artık çok yoruldum.
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi
Efem canim yavrum oykunu okurken aglamamak sizlere yapilan iskencelere nasil katlandiginizi dusunmemeye calismak mumkun degil. Sana o iskenceleri yapanlarin elleri kirilsin oyle cocuk yetistirenlerin belleri bukulsun. Beteroglubeter olsunlar. Sahibine cok cok tesekkurler ediyorum. Elleri opulesi dostlarimiz iyi ki varsiniz. Agabeyciginin salyali agzini burnunu benim icin yalar misin :zzz
Tipisin butun soylediklerine bende katiliyorum. Beni hayvansever olarak yetistirdigi icin aileme buradan tesekkur etmek istiyorum. efe ye ve efe gibilere yardimci olan sahiplenen tum hayvanseverlerede cok cooook tesekkurler. :zzz :zzz
Efe nin oykusu benide cok uzdu sonu mutlu bitsede. Aslinda bende boyle bir hayvan sahiplenmek istiyorum ancak surekli yurt disi yaptigim icin yazik ki yapamiyorum. Umarim emekliligimde evimi bakima muhtac hayvanlarla doldurabilirim. Gonul ister ki hic biri bakima muhtac olmasin ama. . . .
Efe bunu sana yapanlar cocuk degil insanda degil :cry Seni sahiplenenlerde melek melek :zzz :zzz kopek abiyide senide opuyorum. :zzz :p 8) :grin