Değerli Ziyaretçilerimiz, evde birlikte yaşadığımız minik dostlarımızın sıkça karşılaştıkları bir sorun olan mantar enfeksiyonlarıyla başetmenin yollarını, yazarımız Fulya Hanımın deneyimlerini araştırmalarla destekleyerek akıcı üslubuyla kaleme aldığı bu yazıda keyifle okuyacağınızı ve yararlanacağınızı düşünüyoruz. Resimler yazarımızın kedilerine ait değildir (H. Fatoş GÜR).
Her mantar için aynı kolaylıkta tanı konamıyor çünkü çok çeşitli türleri var bu hastalığın. Tia’nınki çok karakteristikti. Halka halka kırmızılıklar vardı ve üzerlerindeki pullanmalar son derece belirgindi. Hemen mantar aşısı yapıldı ve yaralarına bir jel sürüldü. Mantar aşısı, Biocan M. Bu aşı 14 gün arayla iki tertib halinde yapılıyor. İnternette üretici firmanın sitesine girip okuduğum için bir bilgi de vermek istiyorum çünkü bu aşıyı yapan her veteriner aşı uygulamasını farklı farklı yapıyor ama doğrusu aşının bacaktan olunması. İlk tertib aşı sağ bacaktansa, ikinci tertibinin sol bacaktan vurulması öneriliyor. Yine üretici firmanın tavsiyesi, eğer iyileşme görülmezse üçüncü tertibin de uygulanması yönünde. Mantarlı bölgelere kullanmamız için bize verilen jel de Panasol. Bu hayvanlar için özel olan, eczanelerde satılmayan , sarı renkli bir jel. Sadece veterinerlerden temin edebiliyorsunuz. Veterinerimizin önerdiği tedavi, sabah – akşam mantarlı bölgelere bu jelin çok ince bir tabaka halinde sürülmesi ve 15 – 20 dakika kadar yalamasını önlememiz. O süre içinde deri ilacı emiyor, sonra yalasa da sorun yok deniyor.
Veterinerimiz evdeki kedilerimizin de risk altında olduğunu ve onların da aşılanması gerektiğini anlatınca Duman ve Mişka’yı da Tia ile aynı gün aşılattık. Ya onları da aşılatacak ya da Tia’yı tedavi süresince ayrı bir odada tutacaktık. Tia’ya Mişka annelik yaparken, zaten fazlasıyla strese girmiş olan minicik bebeğimizi onlardan ayırmaya gönlümüz razı olmadı. Mantarın bazı türleri insanlara da geçebildiği için kendimizi de Tia’dan korumamız ve hijyenimize çok dikkat etmemiz gerekiyordu. Aşıda %20’lik bir risk payı vardı ama %80 koruyucu olduğu söylendi. Duman ve Mişka’ya hastalık %80 ihtimalle geçmeyecekti. Veterinerimiz, bu hastalık bir defaya mahsustur ve ömür boyu tekrarlamaz demişti bize.
Hastalığın en olumlu tarafı sadece deride seyretmesi. Bu hastalık süresince neşelerinden, iştahlarından, oyunculuklarından hiçbir şey kaybetmiyorlar.
Bazı mantar türleri belli bir yerde , yayılmadan seyrediyor ama Tia’nınki aşıdan sonra büyük bir hızla kafasından kuyruğunun ucuna kadar bütün vücuduna yayıldı. Jeli sürmek tam bir işkenceydi çünkü mantar olmayan bölgesi yoktu. O güzelim tüyleri dökülmüş, yoluk yoluk olmuştu her tarafı. Çok kaşıntısı vardı, sürekli kaşınıyordu.
Mantar koltuk altı, karın gibi yumuşak bölgelerde farklı seyrederken, diğer bölgelerde deride kararmalar oldu. Endişelenmeyelim diye hastalığın seyriyle ilgili her türlü bilgiyi almıştık. Önce kızarıklıkla başlayan lezyonlar kararıyorlar, deri simsiyah bir renk alıyor. Bu aşamada ya deride tüm tüyler dökülüyor ya da tüy yapısı çok zayıflıyor. Sonra o kararan deri parlamaya başlıyor. Bu parlama hastalığın iyileşme safhasında oluyor. Tüyler yerine gelirken o siyahlıklar da tüylerin yerleşmesiyle birlikte yavaş yavaş yok oluyor, deri tamamen düzeliyor. Yumuşak bölgelerde kızartılarda kararma olmuyor ama derinin üzerini adeta bir küf tabakası kaplamış gibi bir görüntü oluşuyor ve bu kısımlardaki düzelme biraz daha zaman alıyor.
Mişka ve Duman aşı olmalarına rağmen onlar da mantar oldular maalesef. Mişka Tia’dan 3 hafta sonra, Duman da 1 ay sonra oldu. İki kedimi de %80 koruma sağlayacağı söyleyen aşı koruyamamıştı. Geçirdiğim tüm eski, kötü deneyimlerim yüzünden aşılara karşı hep temkinli yaklaşmışımdır. Mişka ve Duman’ın hali hazırda mantar olmamalarına rağmen, ikinci tertib aşılarını olmalarına gerek var mı, yok mu araştırmasını günlerce yaptım. Gerek yok dendi. Immun sistemi destekleyici vitaminler kullanacaktık. Imuneks kullandık. Bunun yanında B veya C vitamini kullanmamız önerildi, onu da kullandık. Hiçbiri hiçbir işe yaramadı ve mantar oldular. Enfekte oldukları dönemde de vitaminlere kür halinde devam ettik.
Duman’ın mantar olduğunu anlayamamıştım. Onun başını feci bir şekilde radyatöre çarptığını sanıp, yüzünün sol yanındaki korkunç durumu böyle bir kazayla bağdaştırmıştım. Bu durum bir gecede oldu. Sabah Duman’ı görünce ciddi bir şok geçirdim. Tüylerinin altı kalın bir kan pıhtısı tabakasıyla kaplıydı. Bu tabakanın gidip, benim deriyi görmem tam iki hafta sürdü. Hiçbir hayvan kendine böylesine bir zarar veremez, bu mümkün değil ama Duman nasıl bir kaşıntı krizi geçirmişse derisini kanatmış , parçalamış ve böylesine kalın bir pıhtı tabakasına neden olmuştu. Diğer yerlerine de mantar atlayınca o zaman hastalığı kaptığını anlayabildim. Onun da halka şeklinde lezyonlar halindeydi görünümü ama Tia’daki gibi bir pullanma yoktu. Korsanlar gibi yüzünun sol yanı kapkara oldu. Her iki kulağında da çok ciddi mantar vardı. Bir bölgesini düzeltirken, başka bir tarafına atlıyor, bu defa sil baştan yapıyorduk. Ona da yine Panasol kullandık, sonra Trosyd’le devam ettik. Uzun sure aynı kremi kullanmak da bağışıklık kazandırdığı için değişiklik yaptık. Onda da hastalık aynı sürede seyretti. Ne biraz uzun, ne biraz kısa. Derisi önce karardı, sonra o simsiyah tabaka parladı ve tüyler yerine geldikçe yavaş yavaş siyahlıklar gidip, deri düzeldi. Bu süreyi vitaminle destekledik hep.
Mişka Duman’dan daha önce hastalığı kapmıştı. Yaptırmadığımız ikinci tertib aşısını 14 Nisan’da olması gerekiyordu ama nasıl bir tesadüfse onun 14 Nisan’da hamile kaldığını öğrendik. Aşı olsaydı yavrular riske girebilirdi çünkü hamile kedilere aşı yapılmaz. Mişka’nın hamileliğini mayıs ortasında anlayabildiğimde 1 aylık hamileydi. Henüz mantar tedavisi devam ediyordu ve bu defa da yavrulara geçirme riski vardı. Yine hayatımın en büyük şoklarından birini yaşadım. Biz mantar illetinden kurtulamayacaktık. Doğum yaklaşırken Mişka da tamamen düzelmişti. Evin her tarafını, döşemeler de dahil halı yıkama makinasıyla, çamaşır suyu kullanarak sterilize ettik. Bol bol güneşlendirdik, havalandırdık. Mantar güneşi hiç sevmez, mantarın en güzel ilacı güneştir.
Doğum oldu, beş bebeğimiz tam üç hafta sonra teker teker mantar oldular. Bu defa Tia’nın veterineriyle değil, kendi veterinerimizle görüştüm. Onun önerisiyle yavrulara Lamisil krem uygulamaya başladık 1 aylıktan itibaren. Ben krem kullanmak istemiyordum ama veterinerimiz hiçbir şey kullanmadan kendi haline bırakmayalım deyince sabah akşam mantarlı bölgelerine uyguladım. Anne sütü aldıkları için onlardaki hastalık seyri daha farklıydı. Hemen yayıldı belli bölgelere ama çabuk toparlandılar. Gürbüz doğan bebeğimiz en geç hastalığı kapıp, sadece birkaç yerinde seyrederken, en küçük bebeğimizde çok yaygındı. Saçları döküldü, koltuk altları küf gibi bir tabaka ile kaplandı ve toparlanması daha uzun sürdü. Onlara aşı uygulaması veterinerimizin önerisiyle yapılmadı.
Bebekler 1 aylık civarındayken Duman’ı kısırlaştırtmak için götürdüğümde, omuzunda bir pütürtü elime geldi ve bu defa düşüp bayılıyordum. Geçip giden mantar bu defa Duman’a tekrar geçmişti, üstelik Duman bebeklerin bulunduğu yere hiç gitmiyordu ama mantar olan beş bebek yüzünden hepimiz enfekte olmuştuk. Ben bunu Tia’nın veterinerinden bir daha tekrarlamaz diye bilirken, kendi veterinerimiz beni aydınlattı ama aslında içim karardı. Mişka ve Tia’ya da geçecek, bunu bekleyin dedi. Gerçekten de özellikle Mişka’ya geçti. Tia’da sadece minicik bir iki pütürtü vardı. Duman ve Mişka ilk mantar olduklarında, bize de geçmişti. Trosyd kremi kendimiz için de kullanıyorduk. Bebeklerden de bir güzel kaptık ama bu defaki mantar çok farklıydı. İlki halka şeklinde, ortası sarı renk olan bir kırmızılıkken, bu defa sivri sinek ısırmış gibiydi görüntüsü. Veterinerimiz korkmayın, bol bol kaşınırsınız sadece dedi. Vitamin biz de alıyorduk ama kedilerimizde olduğu gibi herhangi bir yarararını göremiyorduk.
Mişka, Duman ve Tia aşı oldukları halde bu nasıl başımıza geldi diye sordum veterinerimize. Çok çarpıcı bir cavap verdi. Aşının icindeki etken madde sizin mantar türünü iyilestirmeye yönelik olmayabilir, üstelik aşıların ne şartlarda getirildiğini bilmiyoruz!!!
Duman’ın kısırlaştırma ameliyatında, ikinci şoku da aldığımız kan testiyle yaşadım. Karaciğer değerlerinden biri normal sınırın biraz üzerinde çıkmıştı. Kan değerlerindeki alt ve üst sınırlar veterinerden veterinere değişiyormuş, aslında normal sınırdaymış ama yine de ortalama bir değerde değildi, yüksekti. O kadar kötü oldum ki, veterinerimiz korkmayın, tedavi bile verilmez bu değerlere ama bilin ki bunun nedeni kullanılan ilaçların ve olunan aşıların karaciğerindeki birikimidir dedi. Mantar aşısı çok ağır bir aşı. Bizim işimize yaramadığı gibi, bir de oğlumun karaciğer değerlerini yükseltmişti. Duman’ı proteini azaltılmış bir dietle normal haline döndürdük. İkinci aşıyı da olsaydı, değerleri nasıl çıkacaktı düşünmek bile istemiyorum. Karaciğer kendini yenileyen ama iyileşmesi uzun zaman alan bir organ. Yalniz, karaciğer ve böbrek birbirini tetikleyen iki organ. Biri bozuldu mu, diğeri de riske giriyor. Bu yüzden hiç hafife alınmayacak çok ciddi bir durum aslında. Bunu bilen veterinerimiz Duman’i narkozun etkisinden bol serum vererek uyandırdı ve bu şekilde böbreklere yük bindirmedi.
Bu anlatiklarim 2006 Nisanında ve tüm yaz yaşadıklarımızdı. Benim ve kedi ailemizin zaman zaman ufak tefek pütürtüler halinde mantar atakları oluyordu, yani tamamen geçmemişti ama eskisi gibi değildi. Kedilerimde ilk mantardan sonra hiçbir tüy kaybı yaşanmadı. Eşim yazın tek başına yazlığa gidince ve bol bol güneşlenince onun hiçbir sorunu kalmamış, tamamen geçmişti.
Bu baharda, 1 Nisan’da Mişka, 21 Nisan’da Tia doğum yaptılar. İki gebelik de bizim istemlerimizin dışında oldu. Toplam 6 bebek doğdu ve onlar bu defa 16 – 18 günlükken annelerinden mantar kaptılar. Sanıyorum anne memesinden enfekte olmuş olmalılar ki, önce dudaklarında başladı mantar. Kapkara dudaklı, komik görünümlüydüler. Artık mantarla yaşamaya alıştığımız için bu defa hiç üzülmedim. Bu kez de en iri doğan oğlumuz mantarı çok ağır geçirdi. Çok daha ilginci, bu defa ilaç da kullanmamayı denemek istedim. Aynı seyirde giden hastalık ilaçlı veya ilaçsız farklı sürede mi geçecekti. Tahmin ettiğim gibi ilaç kullanmamla kullanmamam arasında en küçük bir fark olmadı!!! Hastalığın bir seyri var ve o seyrini aynen tekrarlıyor. Bunun seyri 1,5 ay. Hastalığın başladığını farketmeniz ve derinin onarılıp tüylenmeye başlaması 1,5 ay. Mantarın pek çok türü var ama bizim yaşadığımız mantarın seyri buydu.
Tia aşı olmasına rağmen onu toparlamak daha uzun sürmüştü çünkü aşı hastalığı vücudunun her tarafına yaydı. Yalnız Tia’nın bir farkı var, bebeklerde hastalık olduğunda ona fazla bulaşamadı. Çok ufak ve hemen geçen pütürtüler şeklindeydi sadece.
Bunu burada yazmakta yarar görüyorum, bir arkadaşımızın kedisi de mantar oldu. O tedaviden önce ekim yaptırttı. Ekimde, deriden kazıntı alıyorlar ve mantarın türünü tespit ediyorlar.. Sonucu almak iki hafta sürüyor ama sonuç ne çıkarsa çıksın tedavi için aşı veriliyor. Aşıdaki etken maddeleri kimse bilmiyor ama önerilen hep aşı oluyor!!! Oysa ekim sonucuna göre türü tespit edilen mantar için uygun kremler belki en doğrusu. Neden aşı peki? Ben her bir kedim için tek tertib aşıya 60 YTL. ödedim. Piyasada mantar aşıları 35 – 50 YTL arasında değişiyordu 2006 yazında. Ben sanıyorum Bağdat Caddesi kazığı yedim. Tia’nın ilk tedavisini onu aldığımız mağazanın anlaşmalı veterineri üstlendiği için Tia’nın veterineri farklıydı. Belki neden başka bir veterinere gittiğimizi merak etmişsinizdir, onu da açıklamak isterim bu şeklilde. Ben fahiş bir ücret ödeyince, aşının depo çıkış fiyatını da öğrendim. KDV dahil 21 YTL. İşte bu yüzden veterinerler aşı öneriyorlar. Aşıyı yapmak sadece birkaç saniye sürüyor. Yalnız helali hoş olsun, Tia’yı çok doğru bir teşhis ve tedaviyle ölümden döndürdüler ve o ağır tablosunu onu hiç yıpratmadan, çok kısa bir sürede düzelttiler. Varsın kazık yediğim veteriner böylesine işinin ehli bir veteriner olsun. Ona her zaman minnettarız.
Yukarıda bahsettiğim arkadaşım iki tertib aşı yaptırmasına rağmen, bizimkilerde olduğu gibi onun kedisinde de hastalık zaman zaman nüksediyor. O, ketoral şampuanla bu işin üstesinden gelmeye çalışıyor. O da hijyene çok dikkat ediyor. Eve ayakkabıyla hiçbir şekilde girilmiyor, dışardan mikrop taşınmıyor ama buna rağmen hastalık nüksediyor.
Bu hastalıkla ilgili yazılanlar, bağışıklık sisteminin düşmesiyle oluşması, stresin de bunun tetikleyicis olduğu şeklinde. Bu doğru ve mantıklı çünkü Tia ‘nın bağışılık sistemi zayıflamıştı ve tedavisi sırasında çok strese girmişti. Hemen tedavinin akabinde bu hastalığı patlattı. İlk çıkış böyle ama nüksetmelerindeki bağışıklık sistemi zayıflığını ben kabul etmiyorum. Bunlar evlerde, çok büyük titizlikle bakılan hayvanlar hep. Evde ne olabilir de bağışıklık sistemleri zayıflayabilir? Sokak şartlarında anlayabilirim ama evlerde bunun nüksetme nedeni bağışıklıkla ilintili olamaz.
Mantarlı kedinin tedavisinin ayrı bir odada yapılması uygundur tezi de çok yanlış. Derisi tamamen iyileşse de hastalığı yaymaya devam ediyorlar. O zaman, neden ayrı bir odada tutup, esir gibi yaşatacaksınız kediciği? Bütün kedilerim mantar olmasına rağmen, iyi ki Tia’ya bunu yapmamışım diyorum bugün. Mantar sporlarının en az 2 yıl hatta yıllarca yaşadığı söyleniyor. Bunu bile bile, önerilerindeki tutarsızlığı hala anlayamıyorum. Bizler bilim adamları olarak bu hastalığa henüz kesin bir çare bulamadık diyeceklerine, bizleri bu şekilde yanlış yönlendirmeleri pek bilim ahlakına uymuyor, yakışmıyor.
Internet taramaları için anahtar terimler: ringworm, skin fungi, skin fungus, fungus, testing fungus, tinea, fungi organsims, antifungal drugs, ringworm causes, ringworm symptoms, types of fungus, treatment on fungus, diagnosis of ringworm, catching ringworm from pets, tinea infections preventing ringworm, fungus infections, risks for ringworm
Bu hastalığa en iyi gelen doğal tedavi yöntemi çay ağacı yağı ve çörek otu yağı yanına buğday yağı ve çuha çiçeği yağı da olursa daha iyi olur ölçüler çay ağacı 3 çörek yağı 2 diğerleri 1 er ölçek olacak ve derisine ovuşturarak yedirip haftada 2 kez 2 ay boyunca devam edeceksiniz. Gözler ağız hariç tüm vücuda uygulayacaksınız. Birde bu süreçte balıklı tahılsız kaliteli mama yedireceksiniz.
Balıklı mama benim kedilerde göbek yaptı onun için vet life hypo alerjen mama ya döndüm zaten veterinerde bunu tavsiye ediyor birde veteriner omega şurup la d vitamini desteği ver dedi 2 aydır uğraşıyorum geçmiyor ama iyileşme görünüyor özellikle yağlanmanın çok faydası oluyor
Çörek otu yağı
Çay ağacı yağı
Bugday yağı
Çuha çiçeği yağı
Kantaron yağı
Bunlar-dan çay ağacı yağı ve çörek otu yağı 3 ölçek ötekiler 2 ölçek karıştırıp parfüm şişesi ile sıkıyorum kediye elimle yediriyorum sonra kurumaya bırakıyorum zaten 1 günde kuruyor ama tek kullanımlık eldiven kullanın sonra sizede bulaşıyor mesela bana bulaştı.
Deneyimler bizim için önemli. Bilginizi paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Merhaba,
mantar turunuz kesin olarak teshis edilmedi mi acaba deri kazıntısı ya da kultur ekimi gibi yontemlerle? Teshis edildi ise hangi tur mantardı?
Yazarımıza iletiyorum. Cevabını paylaşacağım