Minnoşum, uzun zamandır çektiği acılarından kurtuldu bugün sabaha karşı. Son 3 gün biraz umutlanmış ama hep “erken umutlanmak istemiyorum” demiştim dostlarımıza. Karaciğer ve böbrek yetmezliğinin bu safhasından dönüş yok. Belki kısa bir süre daha. Onu da istemekten korktum hep. Biraz daha bizimle kalması, biraz daha fazla acı çekmesi anlamına geliyor genellikle.
Gece 21:00’e doğru, nefes alışlarının arasında sanki hıçkırık tutmuş, ya da ani bir küçük nefes açlığı gibi irkilmeler oluyordu. Çok kısa bir irkilmeydi. Önce önemsemedim. Sonra ağzını da açıverdiğini görünce, hemen küçük oksijen tüpünü getirdim ve ucundaki kavanozu yüzüne yaklaştırdım. İrkilme bitti. Ama kavanozdan sıkılıp itince, hemen başlıyordu. Böylece oksijen sürecimiz başladı. Temiz havanın aynı etkiyi yapıp yapmayacağını denemek için pencereyi açtım ama olmadı. İlle oksijen istiyordu. Gece 01:30 gibi tüpün sabaha kadar yetmeyeceğini anlayıp, mecburen yine pencereyi açtım, kızımı kucağıma alıp, pervazın dışına oturdum ve yüzünü serin esen rüzgara verdim. Bir süre sonra irkilmelerin yerini, temiz havayı solumalar aldı. Sık sık yön değiştirmek istiyor, ama bacakları taşımadığı için bunu ben yapmak zorunda kalıyordum. Öpüp sevmelerimden hoşlanıyordu. Ama bu kadar acı çekmemesi adına, bir an önce gitmesi için dua etmeye başladım. Aynur Teyzesi ile de sürekli mesajlaşıyorduk telefondan, o da bunun için dualar etti.
03:30’da, birden şiddetli bir titreme başladı. Üre krizi olmalı. Okşayıp, sevdim, cesaret verdim. Birkaç saniye sonra hareketsiz kaldı, komaya girmişti. Nefes alış verişleri daha rahattı. Artık acı çekmiyordu. Kucağımda, öylece temiz havayı soluyarak yattı. Artık hem yorulmuş, hem de üşümüştüm pencere önünde. Salona götürdüm, oksijen tüpünü açtım, kavanozu yüzüne doğru ayarladım. Önce rahat ediyor, sonra başını çekmeye çalışıyordu. Fakat oksijen olmayınca nefes alamamaya başlıyordu. Ama onu kendi ellerimle nefessiz bırakamayacağım için, yaklaştırıp, uzaklaştırarak rahat etmesini sağlamaya çalıştım.
Fakat ilginç bir şey olmuştu. Koma halinde oksijen alırken, patilerinin altındaki minik etler sımsıcak ve kırmızıya yakın koyu pembe olmuş, kaç zamandır kupkuru olan ve akıntı nedeniyle delikleri sık sık tıkanan burnu da koyu pembe ve artık ıslaktı. Yine de acaba sorusu geçti aklımdan. Dönüşü olur muydu ki? Olmaz tabii. Kalbi pıt pıt atıyordu ama solunumunda biraz yavaşlama olmuştu. 05:46’da birden solunum durdu. Kalbi zayıf ama bir süre daha atmaya devam etti. Koma hali, kızımın uyur gibi melek olmasını sağlamıştı.
Bu defa Tarçın’ın daha fazla üzülmesini istemediğimden, yavaşça kızımla yukarı çıkıp, onu pencere önündeki yüksek yere yerleştirdim ve ben de yattım. Aslında Tarçın yukarı çıktığımı ve küçük odaya geçtiğimi görünce mutlaka gelir ve benimle yatardı ama bu defa gelmedi. Kızım ve ben, günlerdir ilk kez acısız uyuduk. Az önce kalktım, eşim ve oğlumun onunla vedalaştığını gördüm. Ben de kızımın bebek gibi uyuyan yüzünü öpüp kokladım.
Beklediğim ve hatta uzamaması için bütün gece dua ettiğim bu duruma alışamadım. Geriye sadece Tarçınımın kaldığına alışamadım. Biraz zaman alacak, hastalık sürecinde biraz ihmal etmek zorunda kaldığım Tarçın’a daha fazla zaman ayıracağım. Dışarıda bu soğuk günlerde bizden yardım bekleyen diğer canlılara destek olmaya çalışıp, yokluğuna katlanmayı kolaylaştıracağım. Sevda teyzesinin dün gördüğü rüya da gerçek oldu. Rüyasında, Minnoş bir ağaca çıkmış, inmesine uğraşıyormuşuz. Artık melekler dünyasında dilediği özgürlüğü yaşayabilir benim minyon, sevgi dolu, minik patili kızım.
Minnoşumun hastalığı sırasında yanımızda olduklarını hissettiren tüm dostlarımıza, veteriner dostlarımıza müteşekkirim. Kısa sürede yeni acılar yaşamamayı diliyorum.
Görüntüleme sayısı: 2680
1 Yazan aycil, 22-12-2010 22:56 Minicik Minnos… Seni çok seven bir ailen, sıcacık bir yuvan oldu. Simdi artık sevgili Mischa ve Mahzuna kavusma zamanı. Nur içinde yat küçüğüm. Sevgili Fatoş, Tarçınıma uzun ve sağlıklı bir ömür, sizlere dayanma gücü diliyorum… AycılBildir |
2 Yazan Özlem Vardar Çabkın, 15-12-2010 21:31 ilknur Hanımın sayfasında yeni gördüm yazdığınızı..minnoş için çok üzüldüm..keşke acınızı hafifletebilecek bir şey olsaydı bildiğim(başınız sağolsun..biliyorsunuz tek sığınağımız,tesellimiz bu canların ömürlerini yanımızda güvende geçirmiş olmaları;minnoş da ömrünü sizin sevginizle,güvende,sağlık ve huzur içinde geçirdi..dilerim diğerlerinin ömrü uzun olsun.. |
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi