Yazar - H. Fatoş GÜRÜyelerimizin Canları

Parmak Kedi Ali Yeniden Terkedildi ve Kafeste Bir Köşeye Sindi, Yemiyor:((

Bu nasıl bir kaderdir? Ölümlerden dönsün, iyileşip güzelleşsin ama yine yine yine terk edilsin. 2 Ay sonra bugün (26 Şubat 2012),  Ali  yine evinden kliniğe bırakıldı. “Çok fazla hareketli, yaramazlık yapıyor, gündüz uyuyup sabaha kadar koşturuyor” diye. Mutlaka yapmıştır. Ama 2 ay önce alınırken uyarmıştık. 6-7 ay kafeste yaşayınca, evde çılgınlar gibi koşturacağını anlatmış, “onunla onun istediği gibi yaramazca değil, sakinleştirerek, okşayarak oynanması, sevilmesi gerektiğini” ısrarla belirtmiştik. Kaldı ki, bu tür davranışlar pekiştirilmezse, kısa süre içinde giderilebilir. Bunun için her türlü desteğe hazır olduğumuzu söyledik. Ama karar verilmişti  ve  kliniğe bırakılıverdi. Neye uğradığını şaşırdı Alicik. Evet klinik, çok sevildiği bir  yerdi , ablaları onu öpücüklere boğmuşlardı ama sonunda yine o  kafese  konuluvermişti.

Ali  bunu kaldıramadı. Hayatında ilk kez  kafeste  bir köşeye  sindi . “Evi varken, zıbınlar giydirilirken, niye buradaydı?”. Aliciğin bedeni, beyni bunu reddediyor artık.  Ali’nin  durumu iyi değil. Bu travmayı atlatamayabilir. Yazının devamındaki, son evinde çekilen resimlerine bir bakın lütfen. Sevildiği için herşeye razıydı. Bu kadar güzel bir pisi  kafese  terk edilebilir mi? Ömrünü geçirdiği  kafesten  çıktığı için deli gibi koşmasını, oynamasını hoşgörecek, herşeye rağmen onu  terketmeyecek , gerçekten sevecek, onu tüylü bir oyuncak olarak görmeyecek,  kedi  bakmayı bilen, gerçek bir aileye ihtiyacı var. Ona elbirliği ile yardım edelim, kurtaralım. Minicik elleri, bedeni ile  yeniden  yaşama sarılsın. Hepimiz çok üzgünüz. Tlf: 0.312.438 19 880.312.438 19 88

______________________________________________________________________________________________________________________________________

Aşağıda, Ali’nin bir önceki ve daha sonra da ilk resimlerini ve haberlerini bulacaksınız:

__________________________________________________________________________________________________________________________________

19 Şubat 2012:   ALİ’NİN   YENİ  EVİNDE NE KADAR MUTLU OLDUĞUNU DUYURDUĞUMUZ RESİMLERİ

Bizim  Ali , oldu Aliş . Şimdi  yeni  resimlerine ve annesinin yorumlarına bir göz atalım da, hal-i pür melalini öğrenelim.

____________________________________________________________________________________________________________________________________

 Ali , dünden beri  yeni  annesinin yanında. Annesi ona bayıldı. Lütfen dualar edelim hep birlikte.  Ve   Ali’nin  yuvası artık kalıcı olsun .

____________________________________________________________________________________________________________________________________

Gene olmadı. Ali yine  kafesine  girdi. Evin 3 yaşındaki çocuğu bütün gün Ali’yle oynuyormuş ama sabah uyanıp da Ali ile karşılaşınca çığlık atıyormuş .  Ben anlamadım bunu. Bu akşam klinikte görünce şok geçirdim. Aldım, sevdim, ama mutsuzdu. Ne zaman bitecek Ali’nin çilesi?

____________________________________________________________________________________________________________________________________

Alimiz , 3 gün önce ailesinin yanına taşındı.  Sizlere bu haberi vermek için bekledik, çünkü daha önce gittiği evden “çok hareketli” olduğu için geri gelmişti. Dün annesi ile görüştüğümde, ilk gün biraz (!) fazla koşmasına rağmen, artık çok uslu olduğunu söyledi. N’apsın çocuk, aylardır  kafeste  yaşamaktan bıktı artık. Üstelik de, en sevdiği arkadaşı olan Leblebi de annesinin teyzesinin  kedisi  oldu  ve  sık sık görüşecekler . Hepimiz, hepsinin mutluluklarının daim olması için bildiğimiz tüm duaları edelim.

____________________________________________________________________________________________________________________________________

Parmak   Kedi   Ali , artık  yeni  ailesine gitmeye hazır ama sanki sihirli bir el, onun kısmetlerini kapatıverdi.  Ali  artık  kafeste  yaşamak istemiyor. Gönlünce koşturacağı bir ev  ve  başını gömüp uyuyacağı bir kucak istiyor. Lütfen  Ali’ye  destek olalım ve minicik bedeninin sevgiyle serpileceği bir ailesi olsun.

____________________________________________________________________________________________________________________________________

Bugün bizi derinden sarsan resimler aldık  Ali’den . Derhal teessüflerimizi ilettik elbette kliniğe. Hani bu çocuğu bu vaziyette elimize geçirsek, sonuçları konusunda kimse bizi sorumlu tutamaz. Lütfen yazının devamına siz de bir göz atın ve ne kadar haklı olduğumuzu görün lütfen.

Hiç söze gerek var mı? 

_____________________________________________________________________________________________________________________________________

Bugün sizlere “ Parmak   Kedi   Ali ”yi tanıtmak istiyorum. Başkent Hayvan Hastanesi’nde tanıdım onu. Bir  kafeste , yanında kendisi gibi sarışın bir arkadaşı ile birlikte güneşleniyorlardı. Yanındakini önce annesi sandım. Olur ya, belki küçük bir anneydi  ve  erken hamile kalmıştı. Sonra her ikisinin de akran olduğunu öğrenince çok şaşırdım. Çünkü görüntüleri gerçekten de çok farklıydı. Sonra buruk başlayan ve keyifle süren kısacık yaşam öyküsünü öğrendim. Keşke bütün sahipsiz canlar Ali gibi şanslı olsa…

Esnafın dükkân önünde ölmek üzereyken bulup, o civarda hayvan sevgisi bilinen bir hayvan severe “bunu al belki yaşatırsın” diyerek verilen bu bebeciği yaşatmak için, kliniğin tüm çalışanları seferber olmuş. O kadar minicik ve hastaymış ki, yaşayabileceğine ihtimal verilmese de “bir umut” denilerek uğraşılmış. Gözlerini zor açsa bile, kendisine sevgiyle bakan gözlere o da gücü yettiğince karşılık vermeye çalışıyormuş. Ama çok minicikmiş. Yine de o güçsüz elleriyle ellerine  ve  hayata tutunmaya çabalıyormuş. Adını Ali koymuşlar.

Uzun uğraşlar sonunda, Alicik yavaş yavaş kendi  yemeye , hatta  kafesinde  oyunlar bile oynamaya başlamış. Çok cana yakınmış ve  yalnız kalmaktan hiç hoşlanmıyormuş. O yüzden onu Leblebi’nin yanına koymuşlar. AlicikLeblebi ile  kafeste bitmek bilmeyen oyunlar oynarken, minicik bedeni aniden uykuya yeniliveriyor, onun yanına sokularak, kıvrılıp uyuyuveriyormuş. Aslında ikisi de yaşıtlar: yaklaşık 3 aylık. Ancak Alicik o kadar minik ki, onun yavrusu gibi duruyormuş.

Kısacık yaşamında kim bilir annesinden hangi nedenle ayrı düşüp, çektiği açlık yüzünden Alicik gelişemiyormuş  ve “ Parmak  Çocuk” olarak kalmış. Ancak o kadar sevecen ve şirin ki, kliniğe her gelenin dikkatini çekmeye ve herkesçe sevilmeye başlanmış. Artık onun her gün ziyaretine gelen fanatikleri olmuş ve sahiplenmek isteyenler kuyruğa girmiş. Fakat biraz daha toparlayabilmesi için daha bir süre geçmesi gerekiyor. Aslında klinik çalışanları da onu vermeye pek gönüllü sayılmaz ya…

Bu hafta onu ilk kez kucağıma aldım. Minicikti. Avucumun içi kadardı. Sanki kedi değil, bir oyuncaktı. Avucumda yüzüme yaklaştırdım, kısık bir “ııııı” sesi çıkardı ama itiraz etmedi bile. Sırt üstü koluma yatırdım, aniden gözleri kapandı ve uykuya geçti. Çok şaşırmıştım. Minicik patilerinin altındaki tozpembe etleri, tıpkı bebek parmakları gibiydi. Yavaşça elini yüzüne kapadım, öylece kaldı. Sonra kollarını açtım, yine aynı şekilde kaldı. Dayanılır gibi değildi. Öpüp koklamaya başladım. Uyandı ama nasıl nazlı, anlatamam.

Derken, kliniktekilerin önerisi üzerine dış kapıyı kapatıp yere koydum. Olamaz! Sanki kurulmuş bir oyuncak gibi soluksuz koşmaya, tırmanmaya, her yere atlamaya başladı. Komik demek az gelir. Böyle bir şey görmedim daha önce. Bitmeyen bir enerjisi varmış gibiydi. İnsanın içine sokası geliyor. Elime alıp kaldırdım, yine aynı nazlı, uykucu tavırlar. Masanın üzerine bıraktığım anda ise zıplamaya, çeşit çeşit hediyelik objelerin arasına bir kamikaze gibi dalıp, talan etmeye başlıyordu. Oradaki oyuncaklar arasında biraz sakin durabilse, onlardan biri sanılabilirdi. O kadar küçük!

Bilin bakalım, bu resimde Ali nerede? 

Ali, herkesin olduğu gibi, benim de kanıma girdi. Her gün onu soruyorum. Bugün yine sorduğumda, biraz üzgün olduğunu öğrendim. Kafes arkadaşıLeblebi sahiplenilmişti ve yalnız kalmıştı. Resimlerde, Ali’nin ilk ve son zamanlardaki hallerini görüyorsunuz.

Alicik büyüyecek, belki akranlarının boyunda değil ama çok yakışıklı bir oğlan olacak. Eminiz, biraz daha toparladığında da bir evin bir oğlu olacağı bir yuvası olacak. Darısı diğerlerinin başına…

 

Görüntüleme sayısı: 8814

  Yorumlar (9)
 1 Yazan tipis, 31-08-2011 10:25  Ay ben deliler gibi sahiplenmeyi düşündüm bu parmacığı.Ama dayanamayıp çıtır çıtır yerim bir gün diye vazgeçtim.Zaten ben yemezsem İlay,İlay yemezse Güzel mutlaka yer yenemez mi?Allah ım yenemez mi bu??Bildir
 2 Yazan Aycıl YÜCER, 01-09-2011 16:14  Merhabalar!    Ben gecen “parmak oglani” gordum sitede, o nasil tatli birsey oyle! Cok iyi bir ailesi olur umarim, cok sevilsin)Bildir
 3 çok tatlı Yazan  kardem Bu e-posta adresi spam botlar tarafından korunmaktadır, Görüntülemek için JavaScript açık olmalı. , 13-12-2011 23:31  onu dumişimizi sevdiğimizden daha çok seven bir ailesi olur inşallah… en kısa zamanda…onu çok çok seven bir ailesinin olmasını candan istiyoruz…Bildir
 4  parmak   Ali  Yazan  kedimelek Bu e-posta adresi spam botlar tarafından korunmaktadır, Görüntülemek için JavaScript açık olmalı. , 14-01-2012 22:29  Ben mi anlayamıyorum, yoksa bir eksiklik mi var sitede.  Parmak   Ali   yeni  evindeki son resimleri denilen yerdeki tarih Ağustos 2011. Yani  Ali  yuvalandı mı yuvalanmadı mı anlayamadım valla. Bilgi verirseniz sevinirim.Bildir
 5 Yazan H. F. G. A., 15-01-2012 10:46  Çok haklısınız ama ana sayfada son güncelleme tarihi var (Son Güncelleme ( 14 01 2012 ). Yine de açıklayayım: Ali evine kavuştu, adı Aliş oldu , evde kırmadık eşya bırakmadı. Yüreğimiz ağzımızda bekledik gelişmeleri. Hatta annesine mesaj yazıp, fikrini öğrenmek isteyince o siyah kazaklı resimlerini gönderdi de rahatladık. Biliyoruz ki aylardır  kafeste  kalmanın verdiği afacanlık bu yaptıkları. Bir süre sonra uslu akılı bir ev erkeği olacak. Anneciği ile kucak kucak yaşayacak. İlginize çok teşekkür ederiz.Bildir
 6  Parmak   Ali  idi, koca adam olmus Yazan funda, 17-01-2012 17:50  Sevgili Ali, yuregimiz agzimizda senin gidis gelislerini izledik. Artik sansin donmus, kendine essiz bir yuva bulmussun. Annecigin seni sonsuz bir sevgi ile bagrina basmis, ustelik ciciler giydirip seni bir guzel simartmis. Tamam, bir vazo kirmissin, goruluyor ki dayak yememissin ama sakin bir kere daha yaramazlik yapma. Sadece azicik simar ama tadinda kalsin. Buyudukce guzel resimlerini bekliyoruz. Buyuklerinin ellerini op, biz de seni opuyoruz.Bildir
 7 Yazan H. F. G. A., 17-01-2012 18:00  Keşke sadece bir vazo olsa …… Kabağı kırmasa bari ….
Bildir
 8 Yazan şirin, 17-01-2012 20:11  Annesinin kuzusu oooo, Fatoş teyzesi bizi buluşturduğunuz için size ne kadar teşekkür etsek azdır. Ciddi anlamda çok hareketli bir oğlan benimki, en büyük zevki suyu içmeden önce dökmek ve defalarca suyu döküp benim gidip gelişlerimi seyretmek Benim oğlan hiperaktif, bu durumu değiştirmeyi düşünmedim ben onu öyle kabullenmiştim zaten, o yüzden de birbirimizin dilinden çok iyi anladık.. 4 gün sonra 1 ay olacak birlikteyiz, çoooookkk uzun yıllarda beraber olmak niyetindeyiz… veee Fatoş Teyzesine ikimiz de çoookkk teşekkür ediyoruz….Bildir
 9  Parmak   Ali  Yazan  kedimelek Bu e-posta adresi spam botlar tarafından korunmaktadır, Görüntülemek için JavaScript açık olmalı. , 26-02-2012 23:05  Gerçekten çok çok üzüldüm. Evden geri gönderilebilecek kadar ne yapmış olabilir bir  kedi , kedi davranışları dışında. Eğer gerçekten çok sevilmiş olsaydı, ne yaparsa yapsın iade edilemezdi. İnsan sevdiği bir varlığı  kafese  gönderebilir mi? Ona kıyabilir mi? Ben kedilerim yüzünden evimin şeklini hatta yaşantımı bile değiştirdim. Ne kırarlarsa kırsınlar, varsın ben sık sık seyahatlere çıkmayayım. Yeter ki onların canı sağolsun. Bana verdikleri mutluluk dünyaya değer. Şehir dışına çıkmam gerektiğinde, birkaç günlük için bile olsa kafese konacaklar diye veterinere bırakamıyorum. Bir canlıya sahip olmak sorumluluk ister, fedakarlık ister.Mademki yeterince sevilmemiş, o halde orada kalmadığı iyi olmuş. İnşallah onu gerçek anlamda sevecek bir ailesi olur.

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.