Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunmaktadır.
Yaşadığı yerler: Madagaskar hariç, Eski ve Yeni Dünya kıtalarında evcil ve yabani olarak.
Özellikleri: Etçil bir memeli. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklıdır. Pençelerini içeri çekebilme özelliğine sahiptir. Sıçrayıcı, tırmanıcı ve yüzücüdür.
Ömrü: 20-22 yıl.
Ama kedilerle ilgili bilgiler tabii ki bu kadarla sınırlı değil. Kedilerin öyle özellikleri var ki, doğanın en muhtaşam sanat eserleri arasında yer almaları hiç şaşırtıcı değil…
En iri kedi ırkı Ragdoll, en ufak kedi ırkı Singapura‘dır. Ragdoll cinsi kedilerin erkeklerinin ağırlığı 5.5 kg ile 9 kg arasında değişirken, dişilerinin ağırlığı 4.5 kg ile 7 kg arasında değişir. Singapura cinsinin erkekleri yaklaşık 3 kg iken, dişileri yaklaşık 2 kg ağırlığındadır.
Ortalama bir kedi yılda 2-3 arasında gebelik dönemi geçirir ve her doğumda 1-8 arası yavru doğurur. Üretken hayatı sırasında bir dişi kedi 100’ün üzerinde yavruya sahip olabilir. 1952 yılında ABD’nin Texas eyaletinde yaşayan Tabby adlı kedi, 18 yaşında son yavrusuna sahip olmadan önce doğurmuş olduğu 420’nin üzerindeki kedi ile bu alandaki rekorun sahibidir. Tek bir çift kedi ve onların doğurdukları yavru kediler 7 yıl içinde 420,000’in üstünde birey içeren bir kedi nüfusu oluşturabilir. (Belki de bu yüzden kısırlaştırmakla, soylarının tükenemeyeceğini ve kısırlaştırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha matematiksel olarak anlatabilmişizdir)
Gelelim kedilerin birkaç şaşırtıcı özelliğine:
– Bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır.
– Kedilerin vücutlarında 290 kemik ve 517 kas vardır.
– Kediler tüm memeliler arasında en uykucu hayvanlardır. Her gün ortalama 16 saati uyuyarak geçirirler. Bu açıdan bakıldığında, yedi yaşındaki bir kedi hayatının sadece iki senesini uyanık geçirmektedir.
– Kedilerin köprücük kemikleri olmadığından kafalarının sığabildiği her yerden geçebilirler.
– Psikoloji biliminde, kedilerden korkma durumu ailurofobi, kedilere duyulan sapkınlık ise ailurofili terimleriyle anlatılır. (Ailuro kökeni Yunanca’dan gelmektedir).
– Bir kedi diğer bir kediye hemen hemen hiç “miyav” lamaz. Bu ses bu canlıların insanlara ayırdıkları bir hitaptır.
– Kediler 185 derecelik bir görüş açısına sahiptirler.
– Öte yandan bir kedi hayatının neredeyse % 30’unu kendisini tımar ederek geçirir. Kedilerin kendilerini tımar ederlerken harcadıkları tükürük salgısındaki sıvı miktarı, boşaltım sistemleri aracılığı ile çıkardıkları sıvı miktarından fazladır.
– Kedinin üst çenesinde 16, alt çenesinde 14 diş bulunur. Toplam sayısı 24 olan sütdişleri, yaklaşık beşinci ayda yerini kalıcı dişlere bırakır. Öbür kediler gibi ağızları yalnız dikey yönde hareket ederek besinleri tutmaya, kesmeye ve parçalamaya, fırçaya benzeyen dilleri sıvılarıiçebilmeye ve fırçalanarak temizlenmeye yarar.
– Kedilerin özelleşmiş yapılarından biri de, keskin ve sivri tırnaklarla donanmış güçlü pençeleridir. Pençelerinde, tırnakları içeriye çeken bir mekanizma bulunur. Parmak ucunda tırnağı taşıyan kemik, eklemlendiği kemiğin ucunda dönerek tırnağın içeri çekilmesini ya da dışarı çıkarılmasını sağlar. Tırnakları kılıfından çıkarma hareketi, aynı zamanda iki misli genişlettiği pençeyi etkin bir silaha dönüştürür.
– Öbür familya üyelerinde olduğu gibi, gözlerinin ağ tabakasında ışığa karşı büyük bir duyarlılık sağlayan guanin katmanı vardır. Kedi gözünün geceleri güçlü ışık karşısında parlamasına bu madde yol açar. İrice olan gözlerindeki iris, ışığın yoğunluğuna göre genişler ya da ince bir dikine çizgi halini alıncaya kadar daralır.
– Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. Genellikle gece avlanırlar. Ve de avcılıkta en büyük özellikleri sabır, temkin ve sürattir.
En karanlık dönemleri Ortaçağ
Kedilerin beyninde renkli görmeyi sağlayan özel sinir hücreleri bulunmadığı için çevreyi siyah-beyaz gördükleri zannediliyordu. Ancak son deneyler, kedilerin beyinlerinin diğer bölümleri ile belirli bir düzeyde renk ayrımı yapabildiklerini gösterdi.
Çok uzaklara götürülüp bırakılan bir kedinin tekrar eski yerine dönebilme özelliği tam manasıyla açıklanamamıştır.
Eski Mısırlılarda kedi kutsal sayılır, öldüğünde mumyalanarak özel mezarlıklara gömülürdü. Amerikalılar kedi ırklarını çaprazlayarak yeni ırklar elde etmeyi, bir çeşit spor haline getirdiler.
Ortaçağda Avrupa’da büyük kedi katliamları yapıldı. Papazlar kedileri, cadıların ortağı ve şeytanın sığınağı ilan ettiler. Binlerce kedinin derileri yüzülerek diri diri yakıldı.
Rönesanstan sonra Avrupa’da tekrar kedi sevgisi yerleşmeye başladı.
Kaynak: http://www.facebook.com/note.php?note_id=10150278942512570
Görüntüleme sayısı: 1945
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi