Yazar - H. Fatoş GÜRDiyabetik Kedilerimiz - Şeker Kedi Chopin

Şeker Kedi Chopin: Hastalık Öyküsü

Annesi Aycıl YÜCER yazıyor:

Chopin‘i sokakta gözleri tamamıyla kapalı bir şekilde bulmuşlar. Yaklaşık iki yaşında olduğunu tahmin ediyorlar. Buldukları yerdeki insanlar bir evden dışarı salındığını söylemişler ve bir senedir sokaktaymış. Gözlerinin kapalı olmasının nedeni, alt göz kapağının çok şişip sertleşmesinden dolayıymış. Canı çok yandığı için, yılbaşının hemen ertesi günü acil bir göz uzmanına götürmüşler. Alt kapakları kesip, dikiş atmışlar (resimlerinde görülen alt kapağındaki mavi ip). İyileşme surecinde kortizon verilmiş herhalde. İlaçlar ve bu kortizonun, şekere sebep olduğu düşünülüyor. Ayçıl Hn. bir hafta boyunca tahlil yapmadan 1,5 cc insulin vermiş.  En son tahlilinde seker 4,6 (460mg/dl) imiş, bir gün önceki tahlilinde 3,6 çıkmış. Ancak gün içinde değerlerin değiştiği ve verilen insulinin sadece 9 saat şekerini dengeleyebildiğini söylemişler. Bu yüzden de insulini 2 cc’ye çıkarmışlar.

Mama konusu da oldukça karışık

Ayçıl Hn.a gelmeden, yani 22 Aralık’tan önce, “Royal Canin Sensitivity” veriyorlarmış ishali için. Fakat diyabet yüksek çıkınca, yine Royal Caninin “Diabet” kuru mama ve “Obesity” yaş mamasını karıştırarak vermesini söylemişler. Buna bağlı olarak ve yıkamanın da etkisiyle ishal olmuş ve Pazartesi sabahı da birkaç kez kusmuş ama iştahı iyi, hatta oburluk derecesinde imiş. Şekerden dolayı, yemekleri zaten neredeyse çiğnemeden yutuyormuş. Zaten “başına gelenler, çok ve hızlı yemesinden” diyorlarmış. Diğer türlü de hep açmış, zaten kaşık kadar kalmış…

Akşam bir tabak tavuk yemiş. Gece de bir tabağın nerdeyse hepsini yemiş. Sabah kusmuş ve iştahı kesilmiş. Ayçıl Hn. artık isyan ediyordu, çünkü “kusuyor ve yemek yemiyor” diyor, “o zaman diyabet kuru mama ver, “sensitivity” ile karıştırıp”, “Yanına da tavukla karıştırıp bırak, bakalım hangisini yiyecek!” “Yok olmadı, sırf kuru mama ver”. Akşam üzeri iştahı biraz yerine gelmiş ve kusması da durmuş. Dernekten iletişimde olduğu kişi veterinere götürmüş, bu sefer başka biri varmış: Özetle, “ishali önemli değil, önce diyabeti halledeceğiz. Kusmasına karsı Primperid (Métoclopramide), diaresi için Félidiarix (Bundan önce Carbolevure veriliyormuş), mama olarak da Hill’s M/D verilecek” demiş.

Insulin’in adı: Caninsulin 40 UI/ml Insuline porcine (içeriği: Insuline 40 U. I. Parahdroybenzoatede méthyle 1mg, Excipient aqueux QSP 1ml, 30% s.f. amorphe, 70% s.f. cristaline). Chopin‘in insulini ancak 9 saat idare edebiliyormuş.

Çene altındaki yaranın mantar olup olmadığı teşhis edilemiyor, ama kaşınmıyormuş. Belki kafasına ameliyat sonrası geçirilen yakalıktan dolayı ıslak kalmış ve yara olmuş olabilirmiş. Oksijenli suyla temizleyip, Dermaflon krem sürüyormuş.

OLUMSUZ GELİŞMELER

29 Ocak 2010

Kusura bakmayın Fatoş Hn. ancak yazabiliyorum. Çok zor bir gün oldu, Chopin çok kötüleşti ve kliniğe yatırmak zorunda kaldık. Eski veterineri, aradaki kişi ve benim inatlaşmalarım sonucunda kaybettiğimiz zamanın sonuçlarını, ne yazık ki zavallı kedi ödüyor. 

Bugün kusmasını kesemedik ve ishali korkunç bir hal aldı. Yaklaşık iki saat içinde 6 sefer tuvalete çıktı. En sonuncusu sadece sarı bir su ve havuç parçalarından ibaretti! Ben artıkk bugüne kadar kırmadan anlatmaya çalıştığım şeyleri yüksek sesle söylemek durumunda kaldım. Anlamıyorum, benim bildiğim, bir hayvan ishalse ilk yapılacak şey dışkı tahlili, mikrop var mı? Parazit var mı? 

Sonra sorun beslenmeyle ilgili ise, bir süre serum takviyesi yaparsınız, ishale karsı iğne vurursunuz. Bu kadar zor mu, hayvanı günde bir saat getirin demek! Sonra bağırsaklar ve mide bir iki günde kendine gelince, yavaş yavaş gıdasının dozunu ve cinsini belirlersiniz. “Tavuk ver ishali düzelsin. Yemiyor mu? O zaman dayan kuru mamaya”, zaten mide altüst, hiç alışmadığı bir şeyi nasıl sindirsin? 

Sorun hat safhadaki ishali, diyorum ama kimse bana inanmıyor, yani yumuşak bir dışkı zannediyorlar ve “diyabet düzene girince düzelecek” diyorlar. İyi de, diyabetin düzene girmesi haftalar alabilir, bu hayvancağız ne kadar bir süre için kusmaya ve ishale dayanabilir?

Neyse, sonuçta başka bir kliniğe apar topar götürdük ve yatırdık. Bir süre orada kalacak, veteriner daha bilinçli görünüyor. Bizi çok dikkatli dinledi ve kan tahlili, idrar tahlili, ekografi ve radyografi yapacak. Korktuğu ilk şey, diyabetin bir çeşidi ya da bir komplikasyonu varmış anlayamadım, “asyde”le başlıyor ama tam kelimeyi yarın tekrar soracağım. Ölüm oranı çok yüksekmiş. Neyse ki, kan tahliline baktı ve bu tip bir sorunu yok. Kandaki akyuvarlar yüksek çıkmış, herhalde bağışıklık sisteminin de güç kaybetmesiyle enfeksiyon kaptı. İki farklı çeşit antibiyotik başladı. Ayrıca iç organlarını elle kontrol etti, pankreasında “pankreasit” denilen bir sorundan şüpheleniyor. Çok kasılmış ve ağrılı olduğunu gördü. Yarın ekografi sonuçlarıyla ne olduğunu göreceğiz. Bunun ishale ve kusmaya sebep olabileceğini düşünüyor, şimdilik en çok bu ihtimal üzerinde duruyor. Ayrıca gün içi kan değerleri tekrar kontrol edilecek. Ben özellikle sabah ilk insulini vurmadan önceki değeri görmelerini istedim. Çünkü bence, kandaki şeker oranı sabaha karşı çok yükseliyor. Kusması insulin öncesi sabah 7 ile 8.30 arası oluyor. Onlar ise, seker ölçümlerine bu ilk insulin enjeksiyonundan sonra başlıyorlar. Neden insulinin gündüz seyri ile gece seyri aynı olsun ki? Metabolizması, yeme şiddeti herşeyi farklı hayvanın…

Bu arada ne yazık ki, dünden bugüne 250 gr daha kilo kaybetmiş, bu da demek oluyor ki, 4 gün içerisinde yaklaşık 500 gr zayıfladı. Açıkçası, sabah çok korktum, hala da korkuyorum çünkü veteriner de durumun kırılganlığının farkında ve ümit verici konuşmadı ama olumsuz da değil. En iyisi de sorunun nedenlerini bulmaya çalışıyor, ishal oldu ishal ilacı verelim, kustu bulantı ilacı verelim gibi mekanik çözümler yerine, daha analitik bir yaklaşımı var ki, ben bu sebeple ümitliyim. 

Bu arada koruma cemiyetinden olan bayan, ikinci veterineri gördükten sonra durumun vehametini anladı ve devamlı “iyi ki bizi uyardın, diğer veteriner durumu hafife aldı” deyip durdu bütün gün. Simdi herkes kendini suçluyor, diğer veteriner “Salı günü ben baktım bir şey yoktu” diyor. Nasıl oldu pankreası böyle? Hâlbuki, bu hayvan bütün Pazartesi günü boyunca kustu ve ben daha evi temizlemeyi beceremeden, tekrar her tarafı batıracak kadar sık ve sulu çıktı, 8-9 sefer belki. Ben söyledim, Salı günü iğne vurmuşlar, bütün Pazartesi gecesi tavuk vermeme rağmen yumuşak, bulaşık ama yine de su gibi sayılamayacak dışkısına bakıp, “bunun bir şeyi yok, siz yoğurt vermişsiniz ondan olmuş” dediler. Hem de benim yoğurdu ishali başladıktan sonra verdiğimi belirtmeme rağmen!

Ben zaten bu insanlara daha erken ısrarcı davranmalıydım belki, bilmiyorum. Ama umarım, Chopin yasar, çünkü biz hiçbirimiz bu işten vicdanen rahat bir şekilde sıyrılamayız. Hele bir de bugün akşamüstü, Chopin‘i görmeye gittikten sonra iyice sinirlerim bozuldu. Kafasını kaldırmaya hali yok, bizi görür görmez gırlamaya başladı. Bir de doktor bana “İğnesini nasıl yapıyorsunuz?” diye sorunca, Chopin‘in derisini her zaman yaptığım gibi hafifçe büktüm, zavallım alıştı artık hemen o tarafını döndü bana, iğneyi rahat yapayım diye. Veteriner de şaşırdı. Hayvancağız ne istesek yapıyor, haplarını içiyor, iğnelere, derecelere gık demiyor. Sırf onu iyileştirelim diye. Off, bu ne kadar ağır bir yük!

Paylaşmak önemsemektir!

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.