Megan Sullivan
Yazının içeriğinin “korkak köpek” değil de “korkak kedi” olmasının bir nedeni var: kediler çok hassas, çekingenlikle en çok ilişkilendirdiğimiz evcil hayvanlardır. Ancak korku ve kaygının, doğal kedi özellikleri değil, araştırılması gereken nedenleri olan ciddi duygular olduğu bilinmelidir.
Fundamentally Feline’de Georgia merkezli sertifikalı kedi davranış danışmanı olan Ingrid Johnson’a göre, çekingen kedi davranışı olarak kabul ettiğimiz şeyin temelinde, korku ve endişe olabilir. “Kendine güvenen bir kedi, odanın tam ortasından geçerken, kuyruğu havada olur ve evin sahibiymiş gibi davranır. Korkan bir kedi ise alanın çevresinden dolaşır” diyor. Kaliforniya merkezli sertifikalı uygulamalı hayvan davranışları uzmanı Dr. Jill Goldman, “kedilerin davranışlarının akut veya kronik stres yaşayıp yaşamadıklarına bağlı olduğunu” açıklıyor. Akut stres “durmuş ve olup bitmiş bir olaydır” kronik stres ise “kedinin uzun vadede uğraşması gereken bir olaydır”. Akut stres, geri çekilme, kavisli bir sırt, piloereksiyon (kabarık tüyler), saldırganlık, kaçma veya saklanma gibi bariz korku tepkilerine neden olabilir. Öte yandan kronik stres, “evin kirletilmesi“, “kum kutusu sorunları” veya “aşırı temizlenme” gibi davranışlarla sonuçlanabilir.
Bu davranışlar kediden kediye değişse de, kedi dostunuzun korku, endişe veya stresten muzdarip olduğundan şüpheleniyorsanız, en kısa sürede bunun nedenini bulmalısınız. Aşağıda yaygın kedi korkularının ve kaygılarının bir listesini yer almaktadır.
Yabancı insanlar
Daha önce biraz antisosyal bir kediyle bir araya gelmiş misafirleriniz olduysa, muhtemelen bu korkuya şahit olmuşsunuzdur. Johnson, “çoğu kedi yavrusu, ne yazık ki, erken yaşlardan itibaren insanlarla sosyalleşememişlerse, yeni gelen insanlardan korkarlar” diyor. Goldman, ziyaretçilerden korkan kedilerin genellikle yataklarına veya mobilyaların altına saklanacağını açıklıyor. “Genel olarak, tanıdık olmayan bir kişinin kademeli olarak tanıtılması gerekir” diyor. Konukların davranışı, kedinin onlara uyum sağlamasında rol oynar. Goldman, “kediyi tutmaya, kediyi okşamaya, kediyi zapt etmeye, kediyi kucaklamaya” çalışan yabancıların eğer bu konularda deneyimsizse, kedinin kaçmasına ve hatta saldırganlaşmasına neden olabileceğini belirtir. Aynı şekilde Johnson, kedilere evdeki yabancılar konusunda “rahatlama ve alışması” için zaman verilmesi gerektiğini belirtiyor. Goldman’a göre, gelecekteki korkulardan kaçınmak için kedileri gelişim çağlarında (11 veya 12 haftaya kadar) sosyalleştirmek en iyisidir.
Yeni Evcil Hayvan
Yeni insanlara ek olarak, kediler genellikle evde yeni kedilerin veya diğer evcil hayvanların varlığından korkar ve strese girer. Goldman, “kedinin-kediyle tanııştırılması için pek çok çağrı alıyorum” diyor ve kedilerin eve tuvalet yapma sorununun, ikinci bir evcil hayvan getirmenin stresi ile ilgili olduğuna dikkat çekiyor. Johnson, “kediler alışkanlık canlıları” olduğu için, evdeki yeni bir evcil hayvanın endişeye neden olabileceğini ekliyor.
Goldman, yeni bir evcil hayvan geçici olarak bile geliyorsa, eve giriş süreci son derece önemlidir – özellikle kedinizin diğer kedi veya hayvanlarla fazla deneyimi yoksa. “Kedileri tanıştırıyorsanız, yapmanız gereken ilk şey, onları kokularını paylaşarak birbirlerine alıştırmaktır” diye tavsiye ediyor. Ardından, “gelen bu yeni kedinin tehdit edici olmayan bir şekilde tanıştırıldığından emin olmak için“, hayvanları bir sandık veya perde ile fiziksel olarak ayrılmış, görsel temasla sınırlandırmayı vurguluyor ve bunun olumlu ve kademeli olması gerektiğini söylüyor – eve giriş süreci altı ay hatta bir yıl sürebilir. “İnsanlar eve getirmekte acele etmek isteyebilir, ancak korkan kedinin korkmayan kediden daha fazla zamana ihtiyacı vardır ve buna saygı duyulması gerekir“.
Tanıdık Olmayan Nesneler
Görüldüğü gibi yenilik, kedi korkusunun önemli bir bileşenidir ve bu, insanlar ve hayvanların yanı sıra nesneleri de içerebilir. Johnson, “cansız nesneler korkutucu değildir” diyor. Ancak yeni bir mobilya gibi “daha önce orada olmayan büyük bir şey varsa ve tuhaf kokuyorsa“, alışmanın biraz zaman alabileceğini açıklıyor. Kedilerin uyum sağlamasına yardımcı olmak adına, yabancı bir kokuyu baskılamak için çarşaflarınızdan veya battaniyelerinizden birini yeni eşyaların üzerine koymanızı öneriyor.
Goldman, tanıdık olmayan bu korkunun bazen daha küçük nesnelere karşı da olabileceğini açıklıyor. Örneğin sahiplerin kedilerini sebzelerle korkuttukları viral “kedilere karşı salatalık” videolarını hiç gördünüz mü? Kediler, salatalık gibi daha önce hiç görmedikleri nesnelerden çok korktukları için “bu tür davranış ve tepkileri kışkırtan insanlar, evcil hayvanlarına iyilik yapmıyorlar” diyor. “Bu durum kediden kediye ve her kedinin geçmişine göre değişir” diyor ancak genel olarak, tanıdık olmayan nesnelerin yavaş ve dikkatli bir şekilde tanıtılması gerekir.
Şaşırtma veya Şaşırtıcı ‘Oyun’
Aynı şekilde, görüş alanlarındaki ani hareketler veya değişiklikler, kedileri oyun sırasında bile ürkütebilir. Johnson’ın “kedilere karşı salatalık” iddiası, korkunun kısmen salatalığın aniden ortaya çıkmasından ve kedinin salatalığın yerleştirildiğini görmemesinden kaynaklandığıdır. “Kediler yüzlerinden 10 inç kadar bile uzağa odaklanamazlar ve her şey bulanıktır”diyor ve kedilerin görüşünün uzaklığa göre tasarlandığını açıklıyor. “Dolayısıyla [arkalarında] ne olduğuna dair hafızalarında bir bilgi var ve aniden orada başka bir şey belirdiğinde, bu durum elbette bir tepkiyi tetikler. Tanıdık nesneler bile aniden yanlarına konulduğunda kedileri korkutabilir” diyor. İnsanların bir oyuncağı kediye yaklaştırmaları veya yüzüne dokunmaları halinde bile korkuya neden olabileceklerini söylüyor. Yani sizi veya YouTube takipçilerinizi eğlendiren şey, kediniz için her zaman eğlenceli değildir. Bu nedenle onları oyuncak veya başka nesnelerle şaşırtmaktan kaçınmak gerekir.
Yüksek ses
Doğal olarak kediler yüksek sesleri sevmez. Özellikle gürültü yüksek düzeyde ve uzun süre devam ederse, kaygı ve strese neden olabilir. Johnson, “işitme duyuları bizimkine kıyasla çok keskindir” diyor. “Futbol sahasındaki bir fareyi duyabilir ve tam yerini belirleyebilirler. Peki bir bebeğin kulak delici çığlıklarının onlara ne hissettirebileceğini hayal edebiliyor musunuz? Dayanılmaz! ” Goldman, “yüksek ve ani herhangi bir şeyin“, stres yaratan bir gürültü oluşturabileceğini ekliyor. Elektrikli süpürgeleri, dışarıdaki gürültüyü, inşaat gürültüsünü ve hatta TV’deki yüksek sesleri düşünün. Johnson, “bu tür deneyimlere genç yaşlardan itibaren alışmazlar ve duyarsızlaşmazlarsa, kolayca ürkebilirler” diyor.
Geniş açık alanlar
Kedilerin neden yatağın altına, kutulara veya çamaşırların içine saklandığını hiç merak ettiniz mi? Johnson’a göre kediler, saklanmayı seven bir yırtıcı-av türüdür. Bu yüzden genellikle geniş açık alanlarda endişeli hissederler. “Dürüst olmak gerekirse, her yerde kutular ve gazeteler olan “çılgın kedi kadın” evi, bir kedinin kendini güvende hissetmesi için daha sıcak bir ortam yaratır” diyor. “Büyük, geniş, açık alanlar gerçekten korkutucudur“. Sahiplerinin, bunu bilmedikleri için kum kutularını ve yemek kaplarını bodrum katına ve çamaşır odası gibi yerlere koyarak “kedileri güvensiz olmaya mahkûm ettiklerini” belirtiyor. “En çok ihtiyaç duydukları şeylere ulaşmayı çoğu zaman çok zorlaştırıyoruz” diyor ve kedilerin açık, yüksek tavanlı odalardan geçmeleri gerektiğinde, kendilerini saklanacak hiçbir yerin olmadığı açıklıkta hissedebileceklerini belirtiyor. “Tuvaletini yapmak için bodruma gitmesi yerine, kum kutusunu evdeki en sevdiği yere yakın koyun“, diye tavsiye ediyor.
Evden ayrılmak
Çoğumuz gibi kediler de evlerine bağlıdır. Doğal olarak korku veya kaygının yaygın bir nedeni, tanıdık bir ortamı bırakıp, yeni ve tanıdık olmayan bir ortama girmektir. Goldman, “onları ana üslerinden uzaklaştıran herhangi bir şey strese neden olur” diyor. Johnson, “tatile giderken kedinizi yanınıza almayı iki kez düşünün”, diye uyarıyor. “Uçağa binmeyi ise hiç önermiyorum“, diyor. “Tanıdık olana, kendilerini güvende hissettikleri yere, yiyeceklerin bol olduğunu bildikleri yere çok bağlıdırlar. Dolayısıyla çevre değişikliği, bir kedinin yaşayabileceği en stresli deneyimlerden biridir. Kedinizi bir seyahate götürmek yerine, mümkün olduğunca evinizde evcil hayvan bakıcısından yararlanmanızı” tavsiye ediyor. Ya taşınmak zorundaysanız? Johnson, “kediler yeni bir eve gittiğinde, ilk kalacakları yerin bir banyoya olmasını öneririm çünkü küçük, kapalı alanlarda kendilerini rahat hissederler” diyor.
Ceza
Goldman’a göre, kedilerdeki en şiddetli stres ve endişe kaynağı cezalandırmadır. “Vurmak, cezalandırmak, caydırıcı herhangi bir şey“, son derece zararlıdır. Çünkü “kedi cezayı verene olan güvenini kaybeder” diye açıklıyor. Kedinizin davranışıyla ilgili sorunlar yaşıyorsanız, üstüne yürümek asla çözüm değildir. Goldman, cezalandırma veya caydırıcı muamelenin, yalnızca stresin artmasına hizmet ettiğini belirtiyor. Korku ve stresle daha da kötüleşen saldırganlık veya eve tuvaletini yapma gibi sorunlar yaşarsınız. Kedinizi sert şekilde disipline etmek yerine, eğitimli ve sertifikalı bir davranışçıdan uygun destek almanızı tavsiye ediyor. “Sorunlu davranışı cezalandırmaya çalışmak yerine, sizinle kedi arasındaki güven bağını besleyecek şekilde davranarak başa çıkmaya çalışın. Çünkü bu, sadece sorunu tırmandıracak ve daha da kötüleştirecektir” diyor.
Kaynak: https://www.petmd.com/cat/slideshows/8-common-cat-fears-and-anxieties?view_all=1
“Diyabetik Kedi” site yöneticisi