Üyelerimizin Canları

Tonkut’u Merak Edenler İçin

Arkadaşlar Merhaba,
Yeni evine gittikten sonraki ilk resimleri geldi Tonkut oğlumun
Laughing. İnanılmaz değismiş, çoooook mutlu görünüyor, kilo almış, neşeli, çimlerde yuvarlanıyor, oyuncağıyla oynuyor.. O kadar mutluyum ki anlatamam…
Sizlere de paylaşmak istedim, yeni halini görmeyi bekleyen arkadaslarımız vardı

Smile. 

 

Şu anda mutluluktan uçabilirim, o kadar sevinçliyim. Allah onun mutluluğunu, neşesini, huzurunu, sağlığını daim etsin diyorum ve Allah nazarlardan saklasın onun mutluluğunu, her şeyini.. Maşallah ona 41 kere..

Bu vesileyle, onu bugünlere getirmemizde herhangi bir şekilde katkıda bulunmuş olan bütün dostlarıma kocaman sevgilerimi gonderiyorum.. Çok sağolun.. Innocent

PS: Tonkutun yeni resimlerini de, eski resimlerinin bulunduğu albüme koyuyorum facebook sayfamda, değisimi daha net görebilirsiniz.
Embarassed


 

tonkut_1.jpgtonkut_2.jpgtonkut_3.jpgtonkut_5.jpgtonkut_6.jpgtonkut_7.jpgtonkut_8.jpg

 


tonkut_son1.jpg
Tonkut bugün saat 13:30’da Ankara’dan Istanbul’a dogru, yeni hayatına, mutluluklara, sevgiye, neşeye, huzura ve sağlığa doğru yola çıktı. Dilerim bundan sonra bahtı açık olur, hem mutlu, hep sağlıklıi ve hep huzurlu olur.. Allah’a emanet olsun..

 

 

tonkut_son2.jpg

 

 

YOLUN VE BAHTIN AÇIK OLSUN, HÜZÜNLÜ YÜZÜN ARTIK GÜLSÜN TONKUT!


tonkut.jpgKaderi bazen nasıl tanımlayacağımızı bilemiyoruz. Öyle zamanlar oluyor ki, bazı canlılara çok fazla haksızlık ettiğini, onlara dayanamayacak acılar verdiğini, bir kısmının gerçekten dayanamayıp melek olduğunu, bir kısmının ise “inadına yaşadığını” düşünüyoruz. Ya da dayanılmaz acılar çeken bir canlının yaşaması için elinden tutup, karanlıklardan dışarıya çektiğini de düşünebiliriz. Üyelerimizden Dilara Hn.ın yaşam öyküsünü bizlere sunduğu Tonkut da, böyle mucize bir yaşama tutunuş sergiliyor. Okuduklarınıza inanamayacak, Tonkut‘un yanında olmak isteyeceksiniz.

Tonkut koyduk adını. 1 yaşında yok. Erkek. Kangal kırması. Inanılmaz güzel bekçilik yapıyor.

 

Tonkut bir gün durup dururken sitemizde belirdi. Birileri getirip bıraktı sanıyoruz. Görünüşü çok sefildi. Belki günlerdir 1 lokma ekmek yememişti. Çok açtı. Ağlıyordu. Zor yürüyordu halsizlikten. Bu küçücük yaşına kadar dünyanın işkencesini görmüştü. Boğazını çepeçevre demir tellerle kesmişlerdi. Bu yüzden, belki de bir süre beynine oksijen/kan gitmediği için gelişim geriliği olmuş olabilirdi. Içler acısıydı durumu. Birkaç gün besledim. Tam Ankara’nın sıcaklığı gündüz -14 derecelerde olduğu dönem. Hava ayaz, Lokumu yürütürken pantolonum bile buz tutuyor. Her yer buz ve karla kaplı. Dondurucu bir soğuk. Tonkutu besledim, her akşam ona 1 paket makarna yaptım, et suyuyla haşladım, üstüne et suyunda ıslatılmış 1 bütün ekmek parçaladım, üstüne Lokum‘un mamasından ekledim. Sabahları besleyemediğim için akşamları iyice doyurmaya çalıştım. Lokum‘un birkaç ay önce kısmen parçaladığı, orta büyüklükte bir minderi koydum bahçeye. Minderini çok sevdi, içi ısındı. Gidip üstüne iyice kıvrıldı, soğuktan bir parça korunabilmek için. Bize o kadar minnettardı ki, geceleri biz salonda otururken, kuytu yerdeki minderinin üstüne yatmak yerine, gelip salon camlarının birinin önünde karların üstüne uyumaya, uyurken bir gözüyle de bizi izlemeye çalışıyordu. Çok acıklıydı bakışları. Adeta ağlıyordu. Sırf bizi görebilmek için kuytudaki minderinden vazgeçip, buz gibi karların üstünde yattı sabahlara kadar.

 

Yaşadığımız site adeta hayvan düşmanlarıyla dolu. Içimden düşünüyordum, ha bugün ha yarın şikayet ederler… Nitekim birkaç günü bulmadı, bütün çevre evler şikayet etmiş yönetime. Site görevlilerı, hayvancağızı, biz evde yokken, bir parça kuru ekmekle kandırıp, sitenin aracına bindirmişler. Oldukça uzak bir alışveriş merkezinin çevresindeki boş bir araziye götürüp atmışlar. Bizim zavallı Tonkutumuz, içinden atıldığı arabaya tekrar yetişmek için yola fırlamış ve arkadan gelen araba Tonkut’a son sürat çarpmış.. Site görevlileri bu kazayı görmüşler, gelip bize anlattılar, ama o sırada hayvancağıza yardım etmeyi hiç düşünmemişler.. Basıp geri dönmüşler… Bu olay bir Cumartesi olmuştu. Annem bu olayı, kazayı biliyor, site görevlileri siteye döner dönmez anneme anlatmışlar. Ben evde yoktum. Annem çok üzülmüş, ağlamış, tarif ettikleri yere gitmiş, aramış bulamamış. Annem bize anlatmadı üzülmeyelim diye..

 

Bir iki gün geçti, Pazartesi akşam eve döndük, Lokum‘u sitede yürütüyorum.. Karanlığın içinde parlayan iki göz ve çığlık çığlığa bir acı ağlama sesi duydum. Hemen koşup baktım, Tonkut… Bizim oğlanın on kolu kırılmış, ip gibi sallanıyor. Üstüne basamıyor, acıdan oturamıyor, yatamıyor.. O haliyle onca yolu, ana yolları, ana caddeleri arabaları trafiği geçmiş, o acılı hasta ve aç haliyle, o soğukta gelebilmiş.. Başarmış. Yaşamak istiyor.. Onu öyle gördüm, başımdan aşağı kaynar sular döküldü.. Ağlıyorum hüngür hüngür. O ağlıyor çığlık çığlığa.. Sesi içimi yakıyor, içimdeki bütün hücreleri titretiyor. Lanet ediyorum onu bu duruma sokanlara. Allahlarından bulsunlar.. Hayvancık acı içinde. Site görevlileri onu görünce boş bir evin giriş katındaki arka balkonuna kapatmışlar. Kuru taş üstünde. Önünde bir parça kuru ekmek bile yok. Su yok. Çaresizlik içinde ağlıyor. Oturamıyor, Yatamıyor. Ayakta dönüp duruyor seke seke… Kaderini, ölümünü bekliyor acılar içinde… Ya acıdan ölecek, ya da soğuktan.. Ağlıyorum. Deliler gibi. Hemen annemi aradım, evden bulunduğum yere geldiler. Veterineri aradık, yarım saati bulmadılar, bize ulaştılar. Geldiler araçlarıyla. Yavrumu aldık. Acılar içinde. Ama yine de kuyruk sallıyor. Onu kurtardığımızı anlıyor, beni tanıyor, acılar içinde ama yine de seviniyor hüzün dolu, acı dolu gözleri.. Hemen gidiyoruz kliniğe. Röntgeni çekiliyor. Dirsek eklemi paramparça olmuş… Çok kötü bir kırık. Unufak olmuş bir eklem. Yeri de çok kötü. Sakat kalma ihtimali var dediler. Yarın ameliyat edeceğiz dediler. Hafif uyuz başlangıcı da varmış. Karnını doyurdular, ilaçlarını verdiler.. Onu orada bıraktık ve evimize döndük. Içimiz acıyor..

 

31 aralık 2008 günü ameliyat oldu Tonkut. Yaşamak istiyor. Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden de hocalar yardıma gelmişler. Zorlu bir ameliyattı. Oğlumuz ameliyat olduktan sonra yaklaşık 10-12 gün klinikte kaldı. Ufak ufak üstüne basmaya başladı. Ama şişleri daha inmemişti. Bu 10-12 günün sonunda veteriner hekimlerimiz 1 ay sonra ameliyat sırasında takılan pimlerin çıkarılacağını söylediler, bu süre zarfinda çok iyi bakılması gerektiğini söylediler, taburcu ettiler. Biz de Tonkutumuzu pansiyon ücreti daha makul olan başka bir veteriner kliniğine geçirdik. Vitamin hapları başladık. Bütün aşıları tamamlandı. Iç-dış parazitleri yapıldı. Toplam 3 tane uyuz iğnesi oldu, uyuzu da tedavi edildi. Pek istemese de ayağına ufak ufak basıyor. Insallah sakat kalmaz, tek isteğimiz bu. Bunlarin haricinde hala çok zayıf, bir deri bir kemik… Hala çok sefil. Hep ağlamaklı konuşuyor bizimle. O haliyle hep kuyruk sallıyor, başını sevdiriyor… Minnettar ve sevgi dolu..

 

Tonkut hala veteriner kliniğinde. 2 hafta sonra pimleri çıkarılacak. Ve sonrasında bir yuva bulmuş olması gerekiyor. Görseniz, ne demek istediğimi anlarsınız. Düşkün, muhtaç bir köpek. Belki sakat kalma ihtimali hala devam ediyor.. Dünyanın işkencesini görmüş. Gerçekten çok acil bir şekilde bir yuva arıyor. Bahçeli bir ev olabilir, çiftlik evi olabilir, bir fabrika bahçesi olabilir. Yeter ki yumuşak bir yatağı, sıcak bir yuvası, dolu dolu maması, bir kap suyu ve onu çok sevecek, onu anlayacak bir ailesi olsun.. Lütfen bu muhtaç köpek için elimizden geleni yapalım. Hikayesinden de belli değil mi? Yaşamak istiyor. O hayata bu kadar tutundu.. Neden onun bu yaşama isteğine cevap vermeyelim.

 

Yardımlarınızı bekliyoruz.. 

dilarakoseoglu@gmail.com

Paylaşmak önemsemektir!

Share

0 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.